Hasat Dergisi Hasat Dergisi
İlgili haberler
Tarım Kredi’nin iştiraki olan GÜBRETAŞ hisselerinin altın hikayesinden dolayı 1.5 yılda 2.5 liradan 90 liraya kadar çıkması dikkat çekerken, altın madeni sahasıyla ilgili mahkeme kararı açıklanmadan hemen önce halka açık hisselerinin yaklaşık yarısının Bursalı bir isim tarafından toplanması insider trading iddialarını gündeme getirirken, bu hisselerin çiftçinin çıkar ve menfaatini korumak için Tarım Kredi ve Gübretaş yönetimi tarafından geri alım yöntemiyle neden alınmadığı sorusu gündeme geldi.
Altın madeni sahasının GÜBRETAŞ’a devriyle ilgili mahkeme kararı açıklanmadan hemen önce Gübretaş hisselerinin halka açık kısmının yaklaşık yarısını 2.5 ile 5 lira arasında toplayan Bursalı Oğuzhan Şahinkaya, 1.5 yıl gibi kısa bir sürede milyarlık bir servete konarken, son günlerde Gübretaş hissesi ile ilgili gündeme getirdiği iddialarla dikkatleri üzerine çeken Tarım Kredi Kooperatifleri ve GÜBRETAŞ yöneticilerine şu can alıcı soruyu sordu: “Neden çiftçimizin alın teri kooperatiflerinizle birlikte bu 6 milyarlık dolarlık varlığın %10’una tek bir kişinin oturmasına kayıtsız kaldınız?”
Türkeş, ‘Gübretaş’ta maklube kokusu’ başlıklı yazısında çiftçinin iştiraki olan Gübretaş hisselerinde yaşanan çarpıcı iddiaları gündeme getirirken, Tarım Kredi Kooperatifi ve Gübretaş yöneticilerine yönelttiği sorular dikkat çekti.
Altın madeni sahasıyla ilgili bütün yol haritasının yöneticiler tarafından bilindiğine vurgu yapan Türkeş, “Oğuzhan Şahinkaya, 3.000 liradan hisseleri toplarken tüm yol haritasını ve rezervi bilen, onlarca danışmanı, komitesi, bağımsız yönetim kurulu üyesi olan şirket yöneticileri olarak siz ne yapıyordunuz? Özel bir halka açık şirketin yöneticisi ya da hakim hissedarı olsanız böyle mi davranırdınız?” dedi.
İşte Türkeş’in yazısında dikkat çeken o sorular:
“Şimdi gelelim 811.000 çiftçi ve 1625 kooperatif adına Gübretaş ve Tarım Kredi Kooperatifi yöneticilerine olan sorularımıza;
2007’de Koza Altın ile rödovans sözleşmesiyle işletme hakkını devrettiğiniz madenle ilgili sözleşmeyi 2015 yılında feshetmenize ve 2017’de yargıya müracaat edip istinaf aşamasından sonra 2019’un Aralık ayında da sonuçlanan davadan önce darbe sonrası ve pandemi döneminde SPK’ca kolaylaştırıldığı üzere niye hisse geri alımı yapmadınız? Siz bu sorunun dahi cevabını veremezsiniz lakin biz diğer soruları da soralım.
Neden çiftçimizin alın teri kooperatiflerinizle birlikte bu 6 milyarlık dolarlık varlığın %10’una tek bir kişinin oturmasına kayıtsız kaldınız?
Serbest piyasa ekonomisi, halka açık bir şirketiz açıklaması yeterli midir?
Ülkemizin içinden geçtiği bu zor duruma, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın uyarılarına, Türkiye Varlık Fonunun mevcudiyeti ve 16 Nisan 2020’deki torba yasa düzenlemesiyle bu fonun bir şirketi satın alması veya ortak olması işlemlerine, Sermaye Piyasası Kanunu ile Türk Ticaret Kanunu’nun bazı hükümlerinden muafiyet sağlanmasına rağmen saha ve rezerv çalışmları Koza A.Ş. bilanço dip notlarında olmasına rağmen 6 milyar dolarlık bu varlık için neden başta Varlık Fonu olmak üzere devletin yetkili kurumlarına neden haber vermediniz? Alman vakıf ve istihbaratı bile ülkemize bu kadar zarar vermedi.
Gübretaş ve Tarım Kredi Kooperatifleri, Oğuzhan Şahinkaya’nın göstere göstere alım ve müracaatlarına, MKK kayıtlarına rağmen dur bakalım ne olacak yeri midir?
Oğuzhan Şahinkaya 3.000 liradan hisseleri toplarken tüm yol haritasını ve rezervi bilen, onlarca danışmanı, komitesi, bağımsız yönetim kurulu üyesi olan şirket yöneticileri olarak siz ne yapıyordunuz?
Özel bir halka açık şirketin yöneticisi ya da hakim hissedarı olsanız böyle mi davranırdınız?
Yanlış anlaşılmasın kimsenin kazancında gözümüz yok lakin devletin, 811.000 çiftçinin haklarının en basitinden basiretsiz yöneticiler sayesinde uçup gitmesine, Türkiyenin geleceği için son derece önemli bir kamu kurumunun şu an nedenini bilmediğimiz bir nedenden ötürü sessiz kalıp organize ve sistematik bir şekilde hareket eden Oğuzhan Şahinkaya ve ekibince tek bir delikli kuruş vergi ödemeden milyarlarca lirayı cebine koymasına da kamu adına seyirci kalmamızı da kimse beklemesin”
