Esra Özarfat
BURSA – Türkiye’nin tarım açısından şanslı bir coğrafi bölgede olduğuna işaret eden UYMSİB Başkanı Prof. Dr. Senih Yazgan, tarımda uzun vadeli politikalar, üretimde havza bazlı destekler ve pazarın dinamiklerine göre şekillendirilmiş doğru çeşitlerle ihracatta ciddi bir ivme yakalanabileceğini söyledi. Yazgan, “Özellikle meyvede üretici bir karar değişikliğine gittiğinde ne yönde hareket etmesi gerektiği konusunda yönlendirecek yapı yok. İlaç kullanımı noktasında yanlış yönlendirmeler yapılıyor. Bu da ihracatta kalıntı olarak karşımıza çıkıyor. Bu noktada denetimleri nihai noktada değil, arazide yaparak sorunu çözmemiz gerekiyor” dedi. İhracatın kooperatifler ya da bakanlık nezdinde oluşturulmuş örgütler tarafından yapılması gerektiğine işaret eden Senih Yazgan, “Böylece tarımsal kirleticilerin önüne geçilirken, fiyat dengesizlikleri de önlenerek doğru fiyatlandırma yapılabilecek. Aynı zamanda girdi maliyetlerini düşürerek kaynak israfının da önüne geçilir” diye konuştu.
“İnovatif üretim tekniklerine geçmemiz gerekiyor”
Öte yandan pazarın talepleri doğrultusunda katma değerli hale getirilmiş meyve sebze ürünleriyle ihracatta sürdürülebilir bir yapı oluşturulabileceğine işaret eden Yazgan, bu alanda yapılacak yatırımların da desteklenmesi yönünde bir mekanizma oluşturulması gerektiğini kaydetti. Yazgan şunları söyledi: “Artan gıda talebi, iklim değişikliği, şehirleşmenin toprak ve su kaynakları üzerinde oluşturduğu baskıyı azaltmak için değişen iklime uygun bitki türlerinin geliştirilmesi, çevre ve biyolojik çeşitliliğin korunması, topraksız tarım, akıllı tarım teknolojileri ile daha inovatif üretim tekniklerine geçmemiz gerekiyor. Öte yandan daha az kaynakla gıda talebinin karşılanabilmesi için nitelikli işgücü ve teknolojiye ihtiyacımız gün geçtikçe artıyor. Türkiye’deki sebze ve meyve işletmeleri, küçük aile işletmeleri şeklinde olduğundan üreticiler, ürünleri pazarlamada etkin bir yapıya sahip değil. Meyveler dayanıksız ürünler olduklarından pazarlama zincirindeki aksaklıklar nedeniyle birçok ürün daha pazarlama aşamasında ziyan oluyor. Ancak, istikrarlı pazarlama politikaları ile bu kaybı düşürmek mümkün.” Yazgan, Türkiye’de tarım sektörünün beslenme ve iş gücüne etkisi, milli gelire katkısı ve sanayi sektörüne sağladığı hammadde ile ekonomik ve sosyal bir sektör olma özelliğini koruduğunun altını çizdi.
Uzakdoğu’da rekabet Mısır ile
Geçen yıl 100’e yakın ülkeye ihracat yaptıklarını ve bu yılsonu hedeflerini 175 milyon dolar olarak belirlediklerini hatırlatan Senih Yazgan, ilk 9 ayda 108.3 milyon dolarlık ihracat rakamına ulaşıldığını söyledi. Yazgan, “Bu yılın 9 aylık döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 16’lık bir gerileme yaşandığını görüyoruz. Bu dönemde ihracat rakamımız 108.3 milyon dolar olurken, ihracattaki azalmanın, seyreden iklimsel durumun ve soğuk havaların hasadı ötelemesine bağlayabiliriz. İhracatta en büyük payı AB ülkeleri alıyor. Diğer önemli pazarlar arasında Rusya, Birleşik Krallık başta olmak üzere diğer Avrupa, Kuzey Amerika ve Uzakdoğu ülkeleri yer alıyor. Rusya pazarının genişletilmesi, Hindistan, Malezya, Singapur, Çin gibi Uzakdoğu ülkelerine ihracatın önündeki karantina engellerinin giderilmesi ve nakliye düzenlemeleri gibi bir dizi adımlarla ihracatın artırılması planlanıyor” değerlendirmesini yaptı. Uzakdoğu pazarında Mısır ile rekabet ettiklerini belirten Prof. Dr. Senih Yazgan, Avrupa’da ise İspanya ve İtalya gibi ülkelerin işçilik maliyetlerine rağmen Gümrük Birliği avantajlarını kullanarak Türkiye ile başabaş rekabet ettiğini aktardı. Yazgan, narenciyede Türkiye’nin en büyük pazarının Rusya olduğunu vurgulayarak, doğru planlama, strateji ve katma değerli ürünlerle Avrupa pazarında da Türkiye’nin etkinliğinin artabileceğini ifade etti.
DÜNYA’nın Bursa Bölge Temsilcisi Ömer Faruk Çiftçi ile sektörü değerlendiren UYMSİB Başkanı Prof. Dr. Senih Yazgan, pazarın beklentisini karşılayacak katma değerli ürünlerle ihracatta çıkış yakalanabileceğini söyledi.