Çorlu ilçesindeki bir restoranda basın mensuplarıyla bir araya gelen Kurtulmuş, başından beri 6’lı Masa’nın kimi aday çıkaracağı konusunda, “Biz kimin aday olacağıyla ilgilenmeyiz. Bizi ilgilendirmez bu, kimi aday çıkarırlarsa çıkarırlar. Bir tane mi iki tane mi çıkarırlar onu da bilmeyiz, daha mı fazla çıkarırlar” dediklerini anımsattı.
Ancak siyaset konusunda ilgilendikleri taraflar olduğunu belirten Kurtulmuş, “Siyaset aynı zamanda fikirlerin mücadelesi demektir. Tabi ki adaylar mücadele edecek. Ama hangi fikirle çıkıyorsunuz bunu 6 artılı masanın ana fikri, örneğin ekonomide, dış politikada Rusya-Ukrayna krizinde, toplumsal sorunların çözülmesinde, ana fikirlerinin ne olduğuna dair bugüne kadar hiçbir şey duymadığımızı, bu konularda projesi olan fikri olan siyasi mücadeleyi tercih edeceğimizi başından itibaren söylüyoruz” diye konuştu.
“Ciddiye almaya gerek bile yok”
Sadece Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığı ve AK Parti düşmanlığının bir anlam ifade etmediğini, milletin oy vermesi için, oy vereceği grubun hangi fikre sahip olduğunu ve hangi alanlarda hangi ana fikirler etrafında hizmet edeceğini bilmesi gerektiğini belirten Kurtulmuş, şunları söyledi:
“Geçen gün biliyorsunuz bir anayasa teklifi gündeme geldi. Aslında üzerinde konuşmaya bile gerek yok, ciddiye bile almaya gerek yok. Satır satır okuyup baktık ama sonuçta şunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu bir anayasa değişikliği değil, bir anayasa teklifidir. Yeni bir anayasa değildir yeni bir anayasa teklifidir. Baştan aşağıya eksikliklerle doludur. Biz Türkiye’nin 21. yüzyılda daha ileriye gitmesi, Türkiye Yüzyılı’nda daha dikkatli adımlar atarak güçlü Türkiye istikametinde yürümesi ve Türkiye’nin bütün kendi vesayet düzeneklerinden kurtulmasını teklif eden, bunun için mücadele ederken ne yazık ki 6 artılı masa tam manasıyla bir geri dönüş ifade eden geri bir anayasa teklifini gündeme getirmiştir. Sadece geri kalmakla olmuyor aynı zamanda Türkiye’nin artık geride bırakmış olduğu vesayet sistemlerini de yeniden kurarak, hem de o masanın bileşenlerinin her birinin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde vesayet düzeneği kuruyor. Aslında teklif bir demokratikleşme teklifi değil, milli iradenin üzerinde başka güçlerin ortaya konulduğu bir vesayet teklifidir.”
“Komedi gibi bir şey”
Eleştirilerini sürdüren Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Şimdi cumhurbaşkanı seçilecek, 7 yıllığına seçilecek, cumhurbaşkanı tarafsız olacak. 7 yıl sonra da bir daha hiçbir şekilde siyaset yapamayacak. Bir kere herhangi bir anayasanın yasak getirerek başlamaması lazım. Daha ilginci, bunu metne yazamamışlar, utanmışlar herhalde. Bu cumhurbaşkanı örneğin herhangi bir konuda, mesela Rusya-Ukrayna konusunda nasıl bir tutum ortaya koyacağız. Bu 6 artılı masanın liderleri bir araya gelecek, kendi tabirleriyle söylüyorum, Eşgüdüm Kurulu’nda karar alınacak, milletin oylarıyla seçilmiş olan cumhurbaşkanının nasıl hareket edeceği ortaya konulacak. Komedi gibi bir şey. Hem Türkiye’nin tek adam rejiminden bahsediyorsunuz, hem Türkiye’nin vesayetlerinden bahsediyorsunuz hem tanımlanmamış metne koymaya cesaret edemediğiniz bir eşgüdüm mekanizmasıyla Türkiye’yi yönetilemez hale getiriyorsunuz. Ayrıca bu anlamda cumhurbaşkanlığı öyle bir cumhurbaşkanlığı ki hiçbir atama yetkisi yok, veto yetkisi yok, sembolik bir cumhurbaşkanı. Cumhurbaşkanının üzerinde TBMM, TBMM’nin üzerinde de Anayasa Mahkemesi.”
Kurtulmuş, 6’lı Masa’ya tepki göstererek, “Çok açık söylüyorum. Eski dönemin darbelere açık zeminini oluşturacak bir siyasi teklifte bulunuyorlar. Bütünüyle geridir, darbe dönemlerine özentidir, Türkiye’nin koalisyon dönemlerine öykünen bir metindir. O anlamda da Türkiye’yi yönetilemez bir hale getirecek teklifle karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş, 6’lı Masa’nın anayasa teklifini tamamıyla kozmetik bir anlayışla kaleme aldığını kaydetti.
“Bu, yönetilemez bir Türkiye teklifidir”
Kurtulmuş, teklifin bu anlamda ciddiye bile alınacak tarafı olmadığını, milletin de bunu gördüğünü dile getirerek, şöyle devam etti:
“Milletimiz de bunu görüyor ve bu metni bir şekilde neyin teklif ettiği, nasıl teklif edildiği belli olmayan bu metni millet ibretle görüyor. Ayrıca şunu da üzülerek takip ettik. Bu arkadaşlar aylardır, güçlendirilmiş parlamenter sistem demiyorlar mıydı. Teklif ettikleri şey siyaset biliminin temel ilkeleri bakımından da güçlendirilmiş parlamenter sistem değil, hem cumhurbaşkanı hem başbakan, halkın oyuyla doğrudan seçiliyorsa, bu sistemin adı olsa olsa yarı başkanlık sistemi olur. Teklif ettikleri şeyin adının dahi ne olduğu konusunda bir kararları olmadığı görülüyor. Bu, yönetilemez bir Türkiye teklifidir, yönetilemez bir Türkiye özlemidir. Hepsinden önemlisi, bileşenlerden birisi bunu ifade etmiş, bu 2023 seçimlerine dair hiçbir şey söylememek demektir. Yani bu teklifi getiriyorsun gündeme de sanki şu anda Türkiye’nin geçerli bir anayasal düzeni yokmuş gibi, Türkiye’de millet iradesiyle benimsenmiş bir Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yok muş gibi gündeme getiriyorsunuz. Bunu nasıl yasalaştıracaksınız. Seçime gideceksiniz, orada anayasayı değiştirecek çoğunluk alacaksınız ya da referanduma götürecek bir çoğunluk alacaksınız, olsa olsa en iyi ihtimalle, tüm bunlar lehinize işledi, 2028 seçimlerinde ancak bunu uygulamaya koyabileceksiniz. Bu, aslında 2023 seçimlerine dair ortak bir fikir beyan edememenin acziyetinin de itirafıdır. Bunları asla karşı tarafı muhalefet cephesini rencide etmek için söylemiyorum. Objektif şartlarda söylüyorum. Bu anlamda bu metni milletimiz bu şekliyle de değerlendirecektir.”
“Hükümet Sistemi’ne durduk yerde geçilmedi”
Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne durduk yerde geçilmediğine işaret eden Kurtulmuş, “Muhalefetin teklif ettiği bu metinle eğer böyle bir noktaya geçer, Allah korusun, Türkiye yeniden 8-10 aylık koalisyon hükümetleri dönemine dönecektir. Rahmetli Menderes’in ve rahmetli Özal’ın 10 yıl iktidarlarını dışarıda bırakırsanız, 2002’ye, AK Parti’nin iktidara geldiği döneme kadar Türkiye’de hükümetlerin yaşının ortalaması 16 aydır. Yani her 16 ayda bir hükümet değiştirmiş ülkeyiz. Bir bakan daha bakanlığını anlamadan, oradan ayrılmış oldu. Hükümetler kurulamayan dönemler oldu. Bunları da bildikleri için metnin içine öyle bir madde yazmışlar ki, nasıl ki hükümetler çok sık… Yeni hükümet seçilene kadar başbakan imza atana kadar oraya devam edecek, onu da kendilerince bir şekilde oraya koymuşlar” diye konuştu.