2009’dan sonra fındık serbest piyasaya bırakıldı. Yaklaşık 1.5 – 2 yıl serbest piyasa normal şartlarda işledi, 2015 yılının Kasım ayı itibariyle fındık fiyatlarında ani bir düşüş yaşandı. Üretici büyük mağduriyet yaşadı. Fındık fiyatları 15 lira seviyesinden 8 lira seviyesine düşmesi ve istikrarsız fiyat politikası üreticiyi olumsuz etkiledi. 2016 yılında son yılların en düşük fındık rekoltesi gerçekleşti. Maliyetinin altında fiyat oluşunca üretici önünü göremez oldu. Hala 2015 yılının fındığını pazara sürüyoruz. Talep ve fiyat normalde rekolte oranlarına göre oluşur, düşük rekoltelerde bile fiyat düşük yaşandı.”
“Türkiye’de fındık sektörü yabancı firmaların tekelinde”
Soydan serbest piyasa kurallarının fındıkta tersine işlemesini tekelleşme sorununa bağlayarak şunları söyledi:
“Serbest piyasanın devlet olmadan tekelleştiğini gördük. Serbest piyasanın tekelleştiğini artık şeffaf rekabet ortamının kalmadığını söyleyebiliriz. Türkiye’de yabancı firmaların tekeline girmiş bir fındık sektörü görüyoruz. Serbest piyasa serbest piyasalıktan çıkmış durumda. Devletin böyle bir tabloda mutlaka müdahale etmesini talep ettik. İstikrarsız ve tekelleşen bir fındık sektöründe üretici yüksek maliyet ve düşük fiyatlarla mağdur ediliyor. Türk çiftçisine bu anlamda yapılan iyi bir muamele değil. Fiyatlar 8 liranın altında kalmaya devam ediyor; üretici şunu bekliyor: Üretici bu fiyat karşısında TMO’nun müdahale etmesini istiyor, devletin müdahalesini istiyor. TMO’nun müdahalesiyle talebimizin haklı olduğunu gördük, bunun devamını istiyoruz. Üreticinin beklentisi fazla değil sadece maliyetin üzerinde fiyatın istikrarlı devamını istiyor.”
Rekolte tahminleri yakında açıklanacak
2017-2018 sezonu için Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile ortak bir çalışma yürüttüklerini belirten Soydan, bu sezon için “TMO alımlarına devam ediyor talepleri alıyor. 2017 yılı içinde TMO’nun olup olmayacağı belli değil. Bakanlıkla birlikte rekolte oranları açısından yaptığımız bir çalışma var. 2017 yılının rekolte oranları tek bir çatı altından açıklanacak, bakanlığın açıklayacağı rakamlara herkesin güvenip saygı duyması gerekir” dedi.
“Fındık üreticisi mağduriyet yaşıyor”
Serbest piyasada son yıllarda fındık fiyaliraarındaki düşüş nedeniyle fındık üreticisinin yaşadığı sıkıntı devam ediyor. Fındık sürekli bakım gerektiren ve yılda bir kez hasat edilebilen bir ürün olduğundan üretim maliyetleri yüksek bir tarım ürünü. Geçen yıl fındık üretim maliyetleri Ziraat Odaları tarafından 8 lira olarak belirlenmişse de, fındık fiyatının 8 liraya kadar düşmesi üreticinin sıkıntı yaşamasına neden oluyor. Özellikle tüccar faktörü de devreye girdiğinde üreticinin mağduriyeti büyüyor. Maliyetine alıcı bulan fındık, üreticisinin yüzünü güldürmüyor.
“Kampanya 1.5 milyon kişiye ulaştı”
Dünyada fındık ihracatında bir numara olan Türkiye’nin bu konuda resmi olarak örgüliraenmiş bir sivil üretici platformu bulunmasa da üreticiler sosyal medya üzerinden “Fındık fiyatı 15 lira olsun” adı altında bir buçuk milyon kişiye ulaştıkları bir kampanya başlattı.
Fındık Dayanışma Platformu adı altındaki bu platform, fındık üreticisinin sorunlarını sosyal medya üzerinden dile getiriyor. Site yöneticisi fındık üreticisinin ana sorununu şöyle özetliyor:
“Buradaki amacımız fındık tüketicileri, fındık için daha fazla ücret ödesin değil. Fındık üreticiden ucuza alınıp, tüketiciye pahalıya satılıyor. Bir başka değişle üreticiden ‘eh püh hadi alım bari’ deniliyor, diğer yandan tüketiciye altın tepside, lüks bir tüketim olarak pazarlanıyor. Biz buna karşıyız. Bütün parayı aracılar kendi ceplerine atıyor. Üretici maliyetine çalışıyor. Tüketici lüks bir tüketim olarak bazen 50-60 liraya bir kilo fındık alıyor. Aracıların pay oranı düşürülüp tüketim fiyatı azaltılırsa, tüketim çoğalacak haliyle fiyatlar kendine gelebilecek. Eğer tüketim fiyatı sabit tutulup üretici fiyatı yükseltilirse yine üretici kazanacak. Yani buradaki çözüm aracı firmaların payında yatıyor.”
Emanete verilen fındık fiyatları düşürüyor
“Fındık fiyatlarının düşmesinin başka bir nedeni ise üreticilerin fındıklarını emanete vermeleri. Bu konuda üreticiler suçlanmamalı. Zira dediğimiz gibi üreticiler maliyetine çalışıyor. Çoğu üretici sadece yazın köye gelip fındığı topluyor ve büyükşehirlere geri dönüyor. Bazıları da gurbete gidiyor. Haliyle burada fındık barındırma şansları yok. Bu yüzden fındığı emanete veriyorlar. Bir diğer kesim için ise fındığı erken satmaları şart. Buradaki ekonomiyi iyi anlamak gerekir. Çiftçiler bir şey satın alırken borç alırlar ve ‘fındığa öderiz’ derler. Bu yüzden borçlarını vermek için fındıklarını satmaları şart. Emanete giden fındıklar ise tüccarlar tarafından piyasaya sürülüyor ve piyasa doyuma ulaşıyor. Haliyle artık fındık fiyatı hiç yükselmiyor. Bu açıdan devletin sürdürdüğü depolama tesisleri projesi var; fakat sonuçlanmış değil. Üretici de bu konu hakkında bilgilendirilmiş değil. Fındık üreticisinin önümüzdeki sezon için çok fazla umudu yok. Zira önümüzdeki hafta fındık rekolteleri açıklanacak. Eğer rekolte 400 bin tonun üstünde çıkarsa ve bu düzen böyle devam ederse fındık 8 liranın üstünü görmez. Fındık satılmıyor da değil. Elimizde kalmıyor, bugünkü açıklamalara göre 205 bin ton 10 ayda ihraç edildi ki bu iç fındık rakamı. Bunu 410 bin ton kabuklu fındık olarak düşünebilirsiniz. Geçen sezonun rekolte tahmini ise zaten 420 bin ton düzeyindeydi. Fındık sadece fiyatını bulmuyor. Ayrıca artık fındık üreticiliğini emekliler ya da ikinci bir iş için yapan memurlar, çalışanlar vs. yapıyor. Gençler fındık bahçelerinde durmuyorlar artık. Yapan kişiler de alışkanlıklarından dolayı devam ediyorlar.”
Fındık üreticisi devlet tarafından piyasada etkili müdahale edilmesini ve serbest piyasadaki tekelleşmenin sona ermesini ve fındık fiyatının 15 lira olmasını bekliyor.
hasatdergisi.com