İlgili haberler
İŞİN TANIMI/AMACI: Modern bir risk yönetim şekli olan Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) ile sistem güvence altına alınmış, yaşanan risklere maruz kalan üreticilerin ürünleri teminat altına alınarak, üretimin sürdürülebilir olmasının sağlanması ve risklerden doğabilecek belirsiz kamu bütçe yükünün planlı hale getirilerek üreticilerin uzun vadeli gelir istikrarına kavuşturulması amaçlanmaktadır.
TARİHÇE: Dünyada tarım ürünleri sigortası, dolu sigortaları ile başlamış ve zamanla yaygınlaşmıştır. Dolu daha çok yöresel bazda olduğu için sigorta şirketleri tek başlarına bu riski üstlenebilmekte ve çiftçiler de küçük primler ödeyerek dolu sigortası yaptırabilmektedirler. Ancak, katastrofik boyutu olan don, sel ve kuraklık gibi riskler, geniş alanlarda ve büyük hasarlara neden olduğu için primleri yüksektir. Sigorta şirketleri ile onları sigorta eden reasürans şirketleri, yanlarında Devlet olmadan, bu riskleri tek başlarına üstlenememektedirler. Bu nedenle birden çok riskin sigortalandığı ülkelerde çiftçinin sigorta yaptırabilmesi için Devlet; sigorta priminin bir bölümünü karşılamaktadır. Ülkemizde tarım sigortaları uygulamaları; Genel Sigortacılık Kanunu çerçevesinde, bitkisel ürünlerin dolu riskine karşı sigortalanması ile 1957 yılında başlamıştır.
Fakat bu sistem; çiftçinin gelir düzeyinin azlığı, tarım sigortaları için uzun yıllar bir devlet politikasının oluşmamış olması, tarım ve sigorta sektörlerindeki bilgi ve ilgi eksikliği, tarım sigortalarının gelişmesini engelleyen faktörlerle birlikte bağımsız bir yasal zemin oluşturulamadığından istenen başarıya ulaşılamamıştır.
5363 Sayılı Tarım Sigortaları Kanunu ile “Tarımda Risk Yönetimi” yeni bir boyut ve ivme kazanmış olup, üreticilerin, kanunda belirtilen riskler nedeniyle uğrayacağı zararların tazmin edilmesini temin etmek ve prim desteği sağlamak üzere tarım sigortaları uygulamasına yönelik esaslar belirlenmiştir.
Kanun çerçevesinde kısa adıyla TARSİM olarak adlandırılan Türkiye Tarım Sigortaları Sisteminin altyapısını oluşturması için; yönetmelikler (“Tarım Sigortaları Havuzu Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” ve “Tarım Sigortaları Uygulama Yönetmeliği”), genel şartlar ile tarife ve talimatlar hazırlanarak Hazine Müsteşarlığının onayıyla yürürlüğe girmiştir. Devlet Destekli ilk tarım sigortası poliçesi, 1 Haziran 2006 tarihinden itibaren kesilmeye başlanmıştır.
YAPILAN VE DEVAM EDEN ÇALIŞMALAR:
Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) Modeli:
Üreticilerin riskler karşısında mağduriyetlerinin giderilmesi ve risklere karşı çözüm üretilebilmesi için, ülkemize uygun tarım sigortaları sisteminin kurulması yönünde, “Havuz Modeli” örnek alınmıştır. Modern bir risk yönetim şekli olan Tarım Sigortaları Havuzu ile sistem güvence altına alınmış, yaşanan risklere maruz kalan üreticilerin ürünleri teminat altına alınarak, üretimin sürdürülebilir olmasının sağlanması hedef alınmıştır.
Tarım Sigortaları 2006 – 2015 Genel Sonuçları:
Devlet Destekli Tarım Sigortaları uygulamasında ilk poliçesinin kesildiği 1 Haziran 2006 tarihinden 31 Aralık 2015 tarihine kadar gerçekleşen rakamlar ise;
81 İl, 965 ilçe, 1.661 bucak, 28.608 köy Devlet Destekli Tarım Sigortası ile tanıştı.
5.851.075 poliçe düzenlendi. 91 milyon dekar alanda 71 milyar TL tarımsal varlık sigortalandı. 3.6 milyar TL prim üretimi gerçekleştirildi.1.9 milyar TL devlet prim desteği sağlandı. 2.3 milyar TL tazminat ödemesi yapıldı. 83.515 adet sera, 2.519.491 büyükbaş hayvan (süt ve besi sığırı), 2.082.167 küçükbaş hayvan (koyun ve keçi), 1.254 adet tavuk kümesi, 287 adet balık çiftliği ve 2.992.902 adet arılı kovan sigorta teminatına kavuştu.
HEDEFLER:
Türkiye Tarım Sigortası Sistemi (TARSİM)’de 2016 yılı itibariyle “Çoklu Risk Sigortası” yapılmaktadır. Uygulamanın, sürdürülebilir ve sağlıklı bir biçimde büyümesi ilkesinden sapmamak şartıyla; ürün ve risk bazında kapsamı genişletmek en büyük hedeflerimizden birisidir.
Tarım parsellerinin, diğer verileri yanında sigorta verileri de işlenmektedir. Bu işlemin sonucunda parsel bazlı risk hesaplanması uygulamasına geçilecektir. Böylece, sadece yüksek riskli parsellerin sigortalanması yerine üreticiler, riski az olan parseller için daha az prim ödeyerek sigorta yaptırabilecek ve sistemde daha rasyonel fiyatlandırma sağlanmış olacaktır. Bunun sonucunda her parsel kendi riski oranında prim ödeyecektir.
Orta vade de; tüm parsellerin verimlerinin tahmin edilmesi, bunların arazi ölçümleriyle doğrulanması ve her yıl parsel bazlı bu verim tahminlerinin güncellenmesi ile teknolojiye dayalı “Parsel Bazlı Verim Sigortası” uygulamaya geçirilebilecektir.
Uzun vade de; üreticilerimizin işletme kayıt sisteminin kurularak sadece bitkisel üretimini, hayvansal üretimini ve su ürünleri üretimini değil tüm tarımsal üretiminin bir işletme mantığı ile kayıt altına alınması sonucunda gelirindeki azalmanın tazmin edilebileceği “Gelir Koruma Sistemi Sigortası”na geçilmesi hedeflenmektedir.