Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir, Mersin’in bir tarım, gıda, lojistik ve turizm merkezi olabileceğini belirterek, “Mersin doğru bir model ile sahip olduğu potansiyeli değerlendirebilir ve sadece ülkemizin değil bölgemizin tarım,gıda, lojistik ve turizm merkezine dönüşebilir. Başta devletimizin sahiplenmesi olmak üzere, kentimizin tüm dinamikleri olarak el ele verdiğimiz taktirde bunu başarabilecek güce sahibiz” dedi.
Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir, Mersin’in bir tarım, gıda, lojistik ve turizm merkezi olabileceğini belirterek, “Mersin doğru bir model ile sahip olduğu potansiyeli değerlendirebilir ve sadece ülkemizin değil bölgemizin tarım,gıda, lojistik ve turizm merkezine dönüşebilir. Başta devletimizin sahiplenmesi olmak üzere, kentimizin tüm dinamikleri olarak el ele verdiğimiz taktirde bunu başarabilecek güce sahibiz” dedi.
Mersin’in tarım, gıda, lojistik ve turizmiyle ilgili açıklama yapan Başkan Özdemir, kent ekonomisinin gelişmesine yönelik yeni bir modelin oluşturulması gerektiğini, bu modelde tarım, gıda, agro endüstri ve lojistik gibi alanların çok önemli olduğunu söyledi. Bunların yanı sıra kentin potansiyelinin olduğu ancak yetersiz kaldıkları sektörleri de bu yeni modelde dikkate almaları gerektiğini kaydeden Özdemir, “Bunların başında ise turizm geliyor. Mersin’i turizm açısından çok daha cazip hale getirmeliyiz. Oysa kentimizin turizme açılma süreci maalesef çok yavaş işliyor. Örneğin 2008 yılında turizm bölgesi olarak işaretlenen ve firmalara yer tahsisleri yapılan Kazanlı Turizm Bölgesi Projesinin 2013 yılında tamamlanması hedefleniyordu. Kaç yıldır tahsis edilmiş olmasına karşın hala yapılmış olan bir yatırım yok. Tüm Mersinliler bu projenin tamamlanması beklentisini taşıyor. Mevcut projede ilerleme kaydedilemiyorsa eğer, yeniden ihaleye çıkılabilir. Veya butik oteller oluşturacak şekilde yeni alternatifler değerlendirilebilir. Bu şekilde, Mersinli ve diğer yatırımcıların böyle bir yatırım yapmasına imkan tanınmış olur. Kentimizin turizm potansiyelinin canlanması açısından bu bölgenin harekete geçirilmesinin büyük önem taşıdığı kanaatindeyim” diye konuştu.
“Kentin batısı Mersin turizmi için en ideal bölgedir”
Kentin batısının Mersin turizmi için en ideal bölge olduğunu vurgulayan Özdemir, “Bu bölgenin her yönüyle turist çekme açısından önemli avantajları bulunmaktadır. Bu bölge için ilan edilmiş olan mevcut turizm merkezleri yetersiz. Üstelik bu merkezler de henüz hizmete girmedi. Hem mevcut projelerin tamamlanmasını hızlandıracak adımlar atılmalı hem de Erdemli’den Anamur’a kadar olan bölümün altyapıları tamamlanarak yeni lokasyonlar oluşturmak üzere yatırımcılara açılmalıdır. Özellikle tarihi dokuyla uyumlu projeler ile bu bölge desteklenmelidir. Kentimiz için öncelikli olan projelerden bir diğeri de Çeşmeli’de sona eren otoyolun Taşucu’na kadar uzatılmasıdır. Bu proje bir turizm yatırımı olmanın da öncesinde Mersinliler için elzem bir ihtiyaç halindedir. Özellikle yaz dönemlerinde 50 kilometrelik mesafeyi kat etmek için bu bölgede 34 saat süren araç kuyruklarına katlanmak gerekmektedir. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız tarafından yayınlanan eylem planında da yer alan bu proje kentimizin ulaşım, turizm ve lojistik imkanlarının güçlenmesi açısından büyük önem arz etmektedir” şeklinde konuştu.
“Mersin bir tarım, gıda, lojistik ve turizm merkezi olabilir”
Mersin’in bir tarım, gıda, lojistik ve turizm merkezi olabileceğine dikkat çeken Özdemir, sözlerini şöyle tamamladı:
“Kentimizin ihracat büyüme hızı ne yazık ki ülkemiz ihracat performansının çok altında. İthalatımız ise katma değer oluşturmaya yönelik değil. Üstelik Mersin, kişi başına gelir sıralamasında son otuz yılda 22 basamak gerileyerek 30. sıraya düşmüştür. Kent olarak sahip olduğumuz değerleri, ticaret kültürümüzü, tecrübemizi ve coğrafi konum avantajımızı iyi değerlendirirsek bu olumsuz tabloyu tersine çevirebiliriz. Gelişmiş ülkelerin yaptığı gibi geleceğe dönük yol haritamızı şimdiden belirlemeliyiz. Mersin doğru bir model ile sahip olduğu potansiyeli değerlendirebilir ve sadece ülkemizin değil bölgemizin tarımgıda, lojistik ve turizm merkezine dönüşebilir. Başta devletimizin sahiplenmesi olmak üzere, kentimizin tüm dinamikleri olarak el ele verdiğimiz taktirde bunu başarabilecek güce sahibiz. Ancak bu şekilde kentimiz ekonomisinin büyüme hızı, refah seviyesi, sosyal yaşantı kalitesi, istihdam ve gelir oluşturma kapasitesi yükselecektir. Ayrıca, ticaret hacmimizin genişleyerek, geçmişte olduğu gibi yeniden rekabetçi pozisyona ulaşabilmemiz mümkün olacaktır.”