Başta İstanbul olmak üzere, ülke genelinde yağışların az olması tarım sektörünü tehdit ediyor. Pazarda, markette bizleri nelerin beklediği hâlâ belirsizliğini koruyor.
Artan girdi maliyeti üreticinin yükünü artırırken yaşanan kuraklık nedeniyle verim düştü. Uzmanlara göre hem yeraltı hem de yerüstü sularında kıtlık yaşanacak.
Bunun yanında meyve ve sebze sektörü de yakından etkilenecek. Yaşanan kuraklık nedeniyle bizi nelerin beklediğini ve yapılması gerekenleri ziraat mühendisleriyle konuştuk.
Ziraat Mühendisleri Odası Aydın Şube Başkanı Mahmut Nedim Barış, önümüzde çok büyük bir kuraklığın bizi beklediğini söyledi. Önümüzdeki dönemde özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde yaz sulaması yapmanın önemli olduğunu kaydeden Barış, “Barajları besleyen asıl kardır. Şu an onlar da yok.
Dolayısıyla çok büyük bir önlem almamız lazım. Kuraklığa, susuzluğa dayalı bitkiler yetiştirmemiz lazım. Kışın bitkiler çok suya ihtiyaç duymaz. Peki, yazın neler yetişiyor? Mısır, pamuk, yem bitkileri… Bunları sulayamadığınızda kıtlık burada başlayacak” dedi.
Kısıtlı, basınçlı sulamanın da çiftçiye öğretilmesi gerektiğini ifade eden Barış, bu sene özellikle ölçülü sulama yapmak zorunda olduğumuzu söyledi. Aydın bölgesinde ayçiçeği, mısır, pamuk, zeytin gibi ürünlerin yetiştirilebileceğini belirten Barış, bu mevsimde erik ve bademlerin açtığını kaydederek tehlikeye şöyle dikkat çekti: “Kuraklığa dayanıklı ayçiçeği ve susam bu bölgelerde yaygın olarak kullanılabilir. Zeytin de pek bir zarar görmez. Öyle bir dönemdeyiz ki, bu mevsimde erikler ve bademler açmaya başladı. Dolaşırken gördüm, domates çiçek açmış. Böyle bir şey olamaz. Sera değil, dışarda olan bir domatesten bahsediyorum. Yağan yağmur sularını mutlaka biriktirmemiz lazım.”
Ziraat Mühendisleri Odası Çanakkale Şube Başkanı Hicri Nalbant ise bu mevsimde yapraklarını dökmesi gereken badem ağaçlarının bile henüz yaprak dökmediğini dile getirdi: “O kadar anormal bir yıl ki… Kuraklık hat safhada. Şu andaki durum bir hayli kriz ortamına doğru gidildiğini gösteriyor. Kiraz, şeftali, erik gibi taş çekirdeklilerin üşümeye ihtiyacı var. Eğer havalar çok soğuk gitmez ve bunlar yeterli soğuğu almayıp üşümezlerse, o zaman elim kayıplar olacak.”
Verimin azalmasından dolayı meyvelerin fiyatlarında düşüşe bile gidilebileceğini aktaran Nalbant, sözlerini şöyle noktaladı: “Havaların bu kadar sıcak gitmesinin hesapta olmayan ciddi sonuçları olacak. Fahiş fiyatlarla satılmasını bir tarafa bırakın, meyve verimi yeteri kadarıyla olmayacak. Ayrıca ürünün kalitesi düşecek. Mesela kışlık buğdayların da üşümeye ihtiyacı var. Yeterli üşüme sağlanamazsa buğdayların çim gibi yerlere yayıldığını görürüz. Yani ortada ciddi bir verim kaybı olabilir. Uzun yılların en sıcak, en kurak sonbaharı. Kışlık buğdayların bile veriminin düşeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz.”