Tarım ve Orman Bakanımız Dr. Bekir Pakdemirli, kuruluşunda ülkemizin öncü rol oynadığı Gelişen Sekiz Ülke Teşkilatı’nın(D-8), video konferans yöntemiyle gerçekleştirilen 6. Tarım Bakanları Toplantısına katıldı.
“Sürdürülebilir Tarımsal Sanayii Gelişimi ve Küresel Değer Zincirlerinde Küçük Ölçekli Çiftçilerin Entegrasyonu” temasıyla, Pakistan’ın ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya İran, Nijerya ve Pakistan Tarım Bakanları ile Malezya, Mısır, Bangladeş ve Endonezya’dan üst düzey temsilciler de katılım sağladı.
Toplantıda konuşan Bakan Pakdemirli, Türkiye’nin sahip olduğu deneyim ve bilgi birikimini, D-8 ülkeleri ile paylaştı.
‘1 milyardan fazla nüfusu ile D-8 organizasyonu büyük bir güce sahiptir’ diyen Bakan Pakdemirli, öncelikle gıda güvensizliği ve yetersiz beslenmenin dünyadaki milyonlarca insanı tehdit ettiğine dikkati çekti. Pakdemirli şöyle konuştu; “Hepimizin bildiği gibi, gıda güvensizliği ve yetersiz beslenme dünyadaki milyonlarca insanı tehdit ediyor. Bugün yaklaşık 690 milyon insan aç. Bu rakam her yıl artıyor ve tahminler her beş yılda yaklaşık 60 milyon kadar daha artacağını gösteriyor. Küresel tarım bugün birçok zorlukla karşı karşıya kaldı. Artan dünya nüfusunu beslemek için daha fazla gıda üretmek zorundayız. Bunun yanı sıra, sınırlı arazi ve su kaynaklarının alternatif kullanımı için artan bir rekabet mevcut ve iklim değişikliğine uyum sağlamak, tarım sektörünün yüzleşmesi gereken bir başka zorluk. İklim değişikliği daha yüksek sıcaklık ortalamalarına, yağış desenlerinde dalgalanmalara ve sürdürülebilir gıda güvenliğini tehdit eden şiddetli olaylara neden olur.”
Birleşmiş Milletler’in aile çiftçiliğine özel önem verdiğini ve 2019-2028 dönemini
Aile Çiftçiliği On Yılı olarak ilan ettiğini hatırlatan Bakan Pakdemirli, Türkiye’nin de aile çiftçiliğinin öneminin farkında olduğunu belirtti; “Faaliyetlerimizde Sürdürülebilir Kalkınma Araçları (SKA) ile birlikte bu konuyu dikkate almaya çalışıyoruz. Küçük işletmelerin de sürdürülebilir gıda güvenliğinin sağlanmasında önemli bir rol oynayabileceğine inanıyorum. Bu işletmeler, gelişmekte olan ülkelerdeki ana gıda kaynağıdır ve gelişmekte olan birçok ülkede tüketilen gıdaların %80’ini üretir.
Bu nedenle, küçük işletmeler ve küçük aile çiftlikleri gıda güvenliği için çok önemlidir ve tarımsal verimliliğin artırılması kırsal yoksulluk ve açlığın azaltılmasıyla yakından ilişkilidir” dedi.
Küçük çiftçilerin küresel değer zincirine entegrasyonunu sağlayacak bir diğer yaklaşımın sosyal sorumluluk çerçevesinde hem yerel hem de çokuluslu perakendecilerin sözleşmeli tarım anlaşmaları yoluyla küçük çiftçilerden mal temin etmelerini sağlamak olduğunu belirten Bakan Pakdemirli, şöyle konuştu; “Bunu yaparken karşılıklı kazan-kazan prensibiyle ‘iyi tarım uygulamalarının’ yaygınlaşması çok önemlidir. Bunu başarmak için, küçük çiftçiler için iyi planlanmış iş modelleri oluşturulmalı ve bu sayede küresel değer zincirlerine entegre edilmeleri sağlanmalıdır.
Bu nedenle 2019-23 Stratejik Planımızda kırsal alanlarda ekonomik refahı artırmayı hedef olarak belirledik. Ayrıca, Kırsal Kalkınmaya İlişkin AB Katılım Öncesi Yardım Aracı’nı sunmaya yönelik 2014-2020 Ulusal Kırsal Kalkınma Stratejisi’nin bütçesi 730 milyon dolardan fazladır. 2020 yılı itibarıyla IPARD-II kapsamında 5000’e yakın projeye hibe verilmiştir. Bu kırsal kalkınma projeleri, özel sektör kaynaklarını harekete geçirmek amacıyla faydalanıcıların ortak finansmanını gerektirmektedir. Öte yandan, tarımsal altyapının iyileştirilmesine yönelik kamu yatırımları, tarımsal üretimin artırılması ve sektörün rekabet gücünün artırılması hedeflenmektedir. 2006 yılında başlatılan Kırsal Kalkınma Yatırımları Programı, toplam finansal hacmi yaklaşık 425 milyon dolar olan 12.000’den fazla küçük proje başlattı. Projeler, üretim tesislerine, damla sulama sistemlerine, tarım makineleri ve ekipmanlarının tedarikine yönelik yatırımları teşvik etmektedir. Girişim, ülke genelindeki kırsal alanları hedeflemekte ve özellikle küçük çiftçiler ve işletmelerde kırsal yoksulluğu ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Yeni başladığımız bir diğer proje de ‘Kırsal Kalkınmada Uzman Eller’ projesidir. Üretimde verimliliği ve kaliteyi artırmak için, köyde yaşamayı taahhüt eden tarım, hayvancılık ve gıda alanlarında üniversite mezunlarını destekleyeceğiz. Tarım, savunma kadar stratejik ve önemlidir. Bu nedenle böyle bir projenin başlamasına önem veriyoruz.”
Bölgesel kalkınma programları ve çiftçi destek uygulamaları, teknoloji transferi ve Tarımsal Araştırma gibi önemli alanlarda reform çabaları ile Gıda üretiminin arttırılması ve kırsal kalkınmanın teşvik edilmesinin hedeflendiğini belirten Bakan Pakdemirli, Kooperatifçiliğe de değindi; “Kırsal kalkınma programlarında kooperatiflere öncelik veriyoruz. Bu nedenle, bakanlığımız tarafından yerel düzeyde eğitim çalışmaları ve destek politikaları ile kooperatifler teşvik edilmektedir. Örneğin, hayvancılık alanında ödenen desteğin hemen hemen tamamı tarımsal örgütler (kooperatifler, ıslah birlikleri ve üretici birlikleri) üzerinden yapılmakta ve kooperatiflerin gelişmesi ve fonksiyonlarının artırılmasına katkı sunulmaktadır” dedi.
Pandemi nedeniyle, küresel gıda sistemlerinin büyük bir sorunla karşı karşıya kaldığını ve tüm gıda zincirlerinin de etkilendiğini dile getiren Bakan Pakdemirli, Türkiye’nin aldığı etkili önlemlerle süreci daha rahat geçirdiğini belirtti. Pakdemirli; “Pandeminin başlangıcından itibaren, gıda endüstrisi ile yakın temas içinde olma, perakende sektörünün stok seviyelerinin arttırılması, mevsimlik işçilerin ulaşım ve yaşam koşullarının düzenlenmesi ve benzeri birçok gerekli önlemi aldık. Bu önlemler sayesinde, Türkiye nispeten daha rahat bir şekilde süreci tecrübe etti. Öte yandan salgın, online pazarlama yöntemlerini kullanmanın önemini ortaya çıkardı. Biz de bu doğrultuda Dijital Tarım Pazarı (DİTAP) projesini başlattık. Proje, tedarik ve talep zinciri için web tabanlı bir dijital platform içermektedir. Ve bu platform, perakende sektöründe küçük çiftçilerden büyük oyunculara kadar geniş bir üye yelpazesini içermekte olup; çiftçilerimize pazarlama yeteneklerini ve etkili finansal araçlarını güçlendirmek için birçok yeni fırsat sunmaktadır. Sistem aynı zamanda sözleşmeli tarıma da olanak sağlamaktadır. Bu Dijital Tarım Pazarı sadece 8 aydır faaliyet göstermesine rağmen işlem hacmi 19 milyon dolara (150 milyon TL) ulaştı.”
2050 yılında dünya nüfusunun yaklaşık 10 milyara ulaşmasının beklendiğini de söyleyen Bakan Pakdemirli, bu dünya nüfusunu beslemek için gıda üretiminin %60 artırılması gerektiğini ancak üretim kapasitelerinin sınırlı olduğunu ifade etti. Burada sorunun, dünyada üretilen gıda miktarından değil, ülkelerin uyguladıkları yanlış politikalardan kaynaklandığını belirten Bakan Pakdemirli; gıda kaybı ve israfına karşı da mücadeleye dikkati çekti. Pakdemirli; “Dünyada üretilen gıdanın üçte biri kayıp ya da israf edilmektedir. Eğer biz bu sorunu durdurabilirsek, dünyada açlık diye bir sorun kalmayacaktır. Bu anlamda (Mayıs 2020’de), Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) işbirliğiyle “Gıdanı Koru-Sofrana Sahip Çık” adlı bir kampanya başlattık. Bu kampanyanın amaçları: Ulusal ve uluslararası düzeyde gıda kayıpları ve israfı mücadele etme, gıda kaybı ve israfı konusunda kamuoyunda farkındalığı arttırma, dünyada, Türkiye’de ve diğer ülkelerde uygulanan gıda kayıpları ve israfıyla ilgili en iyi uygulamaları genişleterek bir rol model olma” dedi.
Bakan Pakdemirli, bu noktada D-8 ülkelerine bir de çağrıda bulunup, “Tüm D-8 Üye ülkelerini de bu kampanyayı desteklemeye ve D-8 bölgesi genelinde ortak eylemlerle gıda kaybını ve israfını azaltmaya davet ediyorum” diyerek konuşmasını tamamladı.