Hasat Dergisi Hasat Dergisi
İlgili haberler
Türkiye Cumhuriyeti devleti, terör konusunda attığı kararları adımların sonucu olarak yurtiçinde terörü neredeyse temizleme noktasına geldi. Ancak hükümet, sınır ötesi tarafından gelen saldırıları da kökten bitirmek adına sınır ötesi operasyonlar gerçekleştiriyor. Bu operasyonların bir ayağı Suriye’de devam ederken, Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz aylarda yeni bir operasyonun sinyalini vermişti. Henüz tarihi belli olmayan bu operasyonla ilgili Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’dan açıklama geldi.
“PKK, SURİYE TARAFINDAN SALDIRMAYA DEVAM EDİYOR”
Altun, Norveç’in önde gelen gazetelerinden “Aftenposten”ın sorularını yanıtladı. Suriye’de terör örgütü PKK/YPG’ye karşı ne zaman askeri operasyon düzenleneceğine ilişkin soru üzerine Altun, PKK/YPG terör örgütünün hem Türk askerlerine hem de Türkiye‘nin koruması altında Suriyeli sivillerin yaşadığı bölgelere saldırılar düzenlediğini belirtti.
“HAREKATIN NE ZAMAN YAPILACAĞINA TÜRKİYE KARAR VERECEK”
Türkiye açısından öncelikli meselenin vatandaşlarının can ve mal güvenliği olduğunu vurgulayan Altun, bunun bir parçası olarak da bölgesel barış ve istikrarın önemine işaret etti. Altun, “Suriye’ye ne zaman harekat yapılacağına Türkiye karar verecektir.” dedi. “Türkiye’nin askeri harekatı Rus makamlarının rızası veya desteği olmaksızın başlayabilir mi?” şeklindeki soru üzerine de Fahrettin Altun, Türk-Rus ilişkilerinin çok köklü bir tarihe sahip bulunduğunu aynı zamanda son derece gerçekçi olduğunu söyledi.
“TÜRKİYE KİMSEDEN İZİN ALMAZ”
Birçok alanda iyi ilişkiler olmasına rağmen iki egemen devlet olarak her konuda tam anlamıyla mutabık halinde olunmamasını normal karşıladığını dile getiren Altun, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Suriye dosyasında da sahadaki krizin mahiyeti ve muhtemel çıkış yolu hakkında farklı yaklaşımlar olabilir. Ancak biz terörle mücadelenin bölgede barış ve istikrar isteyen tüm devletlerin ortak paydası olduğuna inanıyoruz. Türkiye, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde artık kendi çıkarlarını merkeze alan, gerekli gördüğünde ise kendi göbeğini kesen bir devlet haline gelmiştir. Buna son yıllarda herkes şahit oldu. Elbette ilgili devletler arasında bazı fikir alışverişleri yapılır. Ancak günün sonunda Türkiye’nin atacağı hiçbir adım kimsenin iznine veya rızasına tabi değildir.”
