Başak Nur GÖKÇAM
6 Şubat 2023’te yaşanan 2 şiddetli deprem, kayıtlara ‘asrın felaketi’ olarak geçmişti. 9 saat arayla önce saat 04:17’de Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi 7.8 büyüklükteki depremle sarsıldı. Ardından ise saat 13:24’te Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde 7.5 büyüklüğünde bir deprem daha meydana gelmişti. Art arda yaşanan bu iki yıkıcı deprem, 11 ilimizi büyük ölçekte etkiledi.
Depremin üzerinden 1 ay geçtikten sonra kollarını sıvayan yerel işletmelerimiz ise gücünü çalışmaktan alarak, üretime devam ettiler. Şimdi ise depremin 1’inci yılında bölgedeki duruma ilişkin değerlendirmede bulunan yerel işletmelerimizin hepsinin tek bir talebi var: “Üretime, üreticiye destek istiyoruz…” Depremin yaralarını çalışarak saranlardan bir de güçlü duruşuyla örnek olan Dilek Tecirli. Hatay’da ‘Neşeli Mutfak’ işletmesi üzerinden hizmet vererek, Hatay’ın yöresel lezzetlerini ulaşılabilir kılıyor. Depremden sonraki 1 yılı değerlendiren Tecirli, “Burada hayat hâlâ çok sıkıntılı bir şekilde devam ediyor.
Antakya, İskenderun, Kırıkhan gibi depremden çok fazla etkilenen esnafın dükkanı, varı yoğu yerle bir oldu. Devlet ya da özel şirketler bir şeyler yapsa da bölge o kadar dağıldı ki yetmiyor. Yıkılan iş hanlarının yerine minik konteynerler yapılıyor ama buralar insanların çalışabilmeleri için yeterli değil. Depremden sonra gidenler, şimdi geri dönüyorlar. Yani geri göç başladı bu da iş ihtiyacını doğuruyor” dedi.
Lojistik sorunumuz kalmadı
Depremin ardından lojistikte yaşanan sorunların artık kalmadığının bilgisini veren Dilek Tecirli, “Şubelerimiz artık teker teker açıldı. Kargoda, gönderimde, internette hiçbir sorun yaşamıyoruz. Şu an için en büyük sıkıntımız hammaddede yaşanıyor. Enflasyonla beraber üretimdeki aksamalar bizi zorluyor. Faturalarımızın ve vergilerimiz eylül ayına kadar ertelenmişti. Fakat bu erteleme yeterli gelmedi. Buradaki yıkımların bitmesi tahminen 2 yılı bulacaktır. Bu süreçte de bölge halkına destek sağlanması gerekiyor.
“Üretmekle kalkınabiliriz”
Çiftçiye, üreticiye destek verilmesinin önemine vurgu yapan Tecirli, “Bence üretmekle kalkınabiliriz. Çiftçiyi desteklemek, vakıf arazilerini inşaata değil, tarıma, hayvancılığa açmak gerekiyor. Üreticiye destek olunması şart. Bu süreçte çiftçinin de hayvancılıkla uğraşanın da masraflarını azaltmak için destek uygulamalarına ihtiyaç doğuyor. Üreticinin elinden tutulursa, Hatay halkı canını dişine takar ve çalışır” dedi.
Altyapı yetersiz, güvenlik problemi yaşanıyor
6 Şubat depremlerinden fazla etkilenen bölgelerden biri de Antakya olmuştu. Antakya’da Akdeniz Sepeti adlı işletme ile bölgeye özgü ürünleri müşterilerine ulaştıran Lemye Şahin, “Antakya’nın yüzde 90’ı yok oldu nerdeyse. Ben de işlerimi yürütmeye anca ağustos ayında başlayabildim.
Elektrik, internet, su ve altyapıdaki sorunlar tam olarak giderilmiş değil. Lojistikte ise sorun kalmadığını söyleyebilirim. Özellikle hafriyat kamyonlarının yollara ciddi boyutta zarar verdi. Fakat bölgedeki en büyük problemin ‘güvenlik’ olduğunun altını çizebilirim. Çoğu işletme değişti, kimseyi tanıyamıyoruz artık.
Yabancı sayısı çok arttı. İşletmeler ise tüm zorlu şartlara rağmen ayakta kalmak için çabalıyorlar” diye konuştu. Depremlerden etkilenen illerimizden biri olan Diyarbakır’da Güleçköy işletmesin yürüten Özlem Külahci da depremin getirdiği sorunların hâlâ devam ettiğine dikkat çekti ve ekledi: “Depremin etkilerinin üzerine ekonomide yaşanan sorunlar da daha ciddi sıkıntılara neden oldu. Lojistik, iletişim, ulaşım gibi konulardaki sorunlarımız kalmadı. Hatta ilk toparlanan kısım dijital taraf oldu.
Hızlıca ayağa kalktı. Fakat hammadde ve tedarikte ciddi sıkıntılarla mücadele ediyoruz. Üretim diye bir şey kalmadı, üretici üretmekten vazgeçti. Turunç, mandalina, portakal, limon dalında kaldı. Üretilen toplanmıyor çünkü maliyeti çok yüksek. Çiftçinin bunu kaldırabilecek durumu yok. Örneğin şu an turunç, ceviz toplayacak işçi yok. Bu nedenle de üretim gerçekleştiremiyoruz” bilgisini verdi.
“Herkes ekmeğinin derdinde”
Depremden etkilenenlerin bir şekilde hayatlarını sürdürmeye çalıştıklarını belirten Neşeli Mutfak işletme sahibi Dilek Tecirli, “Antakya şu anda enkaz halde. Konteynerler çevredeki köylere doğru kaydı. Yani şu an herkes ekmeğinin derdine düşmüş durumda. Herkesin kafasında ‘ben ne olacağım’ sorusu var. Bu kaygı çok ağır bir şekilde kendini hissettiriyor” diye konuştu.
“Üretime destek lafta kalmamalı”
Acilen üreticiye destek verilmesi gerektiğini belirten Güleçköy işletme sahibi Özlem Külahci, “Üretime destek lafta kalmamalı. En temel sorun çalıştıracak insan bulamamaktan kaynaklanıyor. Önce üretici ayağına çözüm bulunması lazım. Çünkü üretim modeli üretimi aktifleştirse de üretimde çalışacak insan olmadıktan sonra yine aynı farklı bir sorun” ifadelerinde bulundu.
Antakya’da usta bulmak zorlaştı
Antakya’da usta bulamadıklarını söyleyen Akdeniz Sepeti işletme sahibi Lemye Şahin, “Vana taktırmak için dahi uçuk fiyatlar isteniyor. Sadece yardım göndermek yetmiyor. Üretimin sürdürülebilir desteklenmesine, ekonomik çarkın dönmesine destek olunması gerekiyor. Buradaki insanların hem ekonomik olarak hem de psikolojik olarak rehabilitasyonu için önemli” dedi.