Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Ali Eroğlu, konuyla ilgili olarak yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti: “Ülkemizde 11 Mart 2020 tarihinden itibaren görülmeye başlayan, COVID-19 Pandemisi tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de olağanüstü tedbirlere ve çalışmalara ragmen, hızla yayılarak yüksek vaka sayılarına ve ölümlere sebep olmaya devam etmektedir.
Yeni tip corona virüs salgını (COVID-19) başta olmak üzere viral kaynaklı salgınların kontrol edilmesi ve önlenmesi için en yaygın ve etkin olan tedavi ve kontrol yöntemi ise vücudun bağışıklık sisteminin aktive edilerek hastalığa karşı koruma sağlayacak aşılama yöntemidir.
Bu çerçevede Ülkemizde de yerli COVID-19 aşısının geliştirilmesi ve üretimi konusunda başta veteriner hekim kökenli virolog akademisyenlerimiz olmak üzere bütün ilgili kişi, kurum ve kuruluşlarımız büyük bir özveri ve gayret içerisinde çalışmalarını devam ettirmektedir. Sağlık Bakanlığının açıklamalarında belirtildiği üzere, bu çalışmaların Nisan 2021 tarihinde sonuçlanacağı ve yerli aşı uygulamalarının da bu tarih itibarı ile başlayabileceği tahmin edilmektedir.
Yerli aşı üretiminin ve uygulamalarının başlayacağı tarihe kadar geçecek süreçte ise; farklı ülkelerde ki çalışmlarda güvenilirliği ve koruyuculuğu test edilmiş COVID-19 aşısının ülkemize getirileceği ve başta sağlık personeli olmak üzere riskli meslek guruplarına uygulanacağı belirtilmektedir.
Yapılan bu açıklamalarda söz konusu aşı uygulamasının yapılacağı, öncelikli ve riskli olarak belirlenen meslek gurupları içerisinde; Yıllardır Tek Sağlık Yaklaşımı kapsamında ve multidisipliner bir işbirliği içerisinde; başta zoonotik hastalıklar ve veteriner halk sağlığı olmak üzere beşeri hekimler ile birlikte mücadele eden veteriner hekimlerin yer almaması son derece üzücü ve düşündürücüdür.
Ayrıca TVHB olarak Ülkemizde COVID 19 salgının başladığı ilk günden itibaren veteriner hekim meslek mensuplarının hiç bir menfaat ve karşılık beklemeksizin sürece katkı ve katılımı konusunda başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşlar nezdindeki bir çok şifai ve yazılı talep ve önerilerimize rağmen, yıllardır zoonotik hastalıkların sürdürülebilir kontrolü ve eradikasyonu kapsamında zoonotik hayvan hastalıkları ile başarılı bir şekilde mücadelede eden ve bu konuda yeterli tecrübe ve birikime sahip meslek mensuplarımızda görmezden gelinmiştir.
Ancak COVID-19 ile mücadele ettiğimiz bugünlerde, laboratuvarlara kapanarak hayatları kurtaracak aşı ve serum üretmek için olağan üstü gayret gösteren veteriner hekim kökenli virolog akademisyen meslektaşlarımız olmak üzere; ülkemiz genelinde yaklaşık 35.000 meslektaşımız veteriner halk sağlığı, hayvan sağlığı, hayvan refahı, çevre sağlığı, gıda güvenliği ve sınır aşan hastalıklar konusunda ülkemizin en ücra yerlerinde mesai mefhumu gözetmeksizin görev yapmaya ve katkı vermeye devam etmiş ve etmeye de devam edecektir.
Bu hizmetler sırasında gerek çiftlik hayvanlarına, gerekse evcil hayvanlara müdahale edilirken halkımız ile yakın mesafelerde bulunma söz konusu olmaktadır. Bu durum hem veteriner hekimler, hem de hayvan sahipleri için ciddi manada risk oluşturmaktadır. İşletmelere ve hanelere tek tek uğranılması bu riskleri daha da artırmaktadır. Nitekim veteriner hekimlerden COVID-19’a yakalananların sayısı artmış, hayatını kaybedenler olmuştur.
Bu çerçevede Türk Veteriner Hekimleri Birliği olarak söz konusu COVID-19 aşısının uygulanmasında; kamuda, özel sektörde ve mesleğini serbest olarak veterner halk sağlığı, hayvan sağlığı ve salgın döneminde en stratejik öneme sahip olan gıda sektöründe görev yapan veteriner hekim meslek gurubunun öncelikli ve riskli gurup olarak değerlendirilirek ilk etapta aşılanması, COVID-19 enfeksiyonun bulaşma riskinin azaltılmasına ve söz konusu salgının eradikasyonuna önemli ve ciddi katkılar sağlayacaktır”