Anasayfa / Ekonomi / Tuncay Özilhan: Sürdürülebilirliğimiz için tarıma odaklanmalıyız

Tuncay Özilhan: Sürdürülebilirliğimiz için tarıma odaklanmalıyız

Corona virüsü salgını, insanlığın temel meselelerinden biri olan yeterli beslenme için tarımsal üretimin önemini bir kez daha hatırlattı. Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, gıdada yeterli üretim seviyesine ulaşılabilmesi için tarım alanında önemli adımlar atılması gerektiğine dikkat çekiyor.

Özilhan, ülkemizin 2030 yılında 90 milyonluk nüfusa sahip olacağına dikkat çekerek tarımsal üretimimizi yüzde 50 artırmamız gerektiğini vurguladı. Özilhan, “Böyle zorlu dönemlerde, yatırımlarımıza devam edebilmemiz önem taşıyor. Anadolu Etap ile EBRD ve FMO’dan aldığımız 60 milyon Euro’luk kredi ile tarımın geleceğine yatırım yapmaya, ülkemizde tarımsal kalkınmayı destekleyen faaliyetlerimize daha güçlü bir şekilde devam edeceğiz” dedi.

Pandemi döneminde oluşan gıda talebi, tarımsal üretimin insanlığın geleceği ve sürdürülebilirliği için ne kadar büyük öneme sahip olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Yapısal reformların gerçekleştirilmesinin ve dijitalleşmede adımlar atılmasının gerekliliğinin de daha çok fark edilmesini sağladı. Bugün dünya nüfusunun dörtte birinden fazlasının istihdamına katkıda bulunan tarım sektörü, günde 7 milyar dolarlık bir üretim değeri oluşturuyor. 2030 yılında dünya nüfusunun 8,5 milyara, Türkiye nüfusunun da 90 milyona yaklaşacağı öngörülüyor.

Geleceğin nüfusunu beslemek için bugüne oranla daha az çiftçi, yaklaşık yüzde 50 daha fazla tarımsal üretim yapmak zorunda kalacak. Dünyaya yetecek kadar gıdanın sağlanabilmesi için tarım alanında atılması gereken çok önemli adımlar olduğunu belirten Anadolu Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, “Tarımı hem bugünün hem de geleceğin sektörü olarak gördüğümü her fırsatta vurguluyorum. Bizden sonraki nesillerimiz için kuşaklar boyunca bereketli topraklarımızın bize sunduğu miras olan tarım sektörünü geleceğe taşımak ile yükümlüyüz. Tarım, insanlığın beslenmesinde, sanayi sektörüne hammadde sağlanmasında, kırsal kalkınmada, istihdam artışında ve dış ticarette döviz kazanımında çok önemli rol oynuyor. Ayrıca, dünya genelinde açlığın ve yoksulluğun sonlandırılması, gıda israfının azaltılması, çölleşme ve kuraklıkla mücadele, biyoçeşitliliğin korunması gibi sürdürülebilirlik ile ilgili karşı karşıya olduğumuz pek çok küresel sorunun ortak bir noktası olarak da stratejik öneme sahip” dedi.

“EBRD ve FMO’dan alınan kredi Türk tarımına duyulan güvenin göstergesi”

Anadolu Grubu, tarım konusunu uzun yıllardır sahipleniyor. Grup şirketleri tarım sektörüne önemli yatırımlar yapıyor. Anadolu Grubu şirketlerinden Anadolu Efes ve Migros uzun yıllardır milli tarımı desteklemeye yönelik kapsamlı projeler gerçekleştirirken, Anadolu Isuzu ve Anadolu Motor da tarımsal ihtiyaca yönelik araçlar üreterek sektöre destek veriyor. “Hepsinden önemlisi, Türkiye’de tarımın ve tarıma dayalı endüstrinin gelişiminde öncü şirketlerden biri olan Anadolu Etap şirketimiz ile ülkemizdeki en modern, sürdürülebilir ve akıllı tarım uygulamalarını hayata geçiriyoruz” diye konuşan Tuncay Özilhan, geçtiğimiz günlerde Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın (EBRD), Hollanda merkezli kalkınma bankası FMO ile birlikte Anadolu Etap’a sağladığı 60 milyon Euro’luk krediye değindi. Özilhan, “Bu kredi, Anadolu Etap’a ve Türk tarımının geleceğine duyulan güvenin bir göstergesi. EBRD, daha önce Temmuz 2016’da Anadolu Etap’a verdiği 50 milyon Euro kredi ile Türkiye’deki ilk tarım kredisini kullandırmıştı.

Anadolu Etap, iki Avrupa bankasından aldığı destekle ‘sağlıklı nesiller için sağlıklı meyveler üretme vizyonu doğrultusunda ülkemizde tarımsal kalkınmayı destekleyen ve ülkemize döviz kazandıran ihracat faaliyetlerine daha güçlü bir şekilde devam edecek” ifadelerini kullandı.

“Yatırımlarımızın büyük bölümünü akıllı tarım teknolojilerine kanalize ediyoruz”

Anadolu Etap, bugün Türkiye’nin en büyük meyve şirketi olarak konumlanıyor. Türkiye’nin 6 bölgesinde toplam 30 bin dekarlık alan üzerine kurulu 8 çiftliği, 5 milyon dikili meyve ağacı, üç meyve suyu fabrikası ve bir paketleme tesisi ile hizmet veren Anadolu Etap, 2019 yılında 350 bin ton meyve işledi. Satışlarının yüzde 65’ini ihracattan elde eden şirket; Japonya, Avrupa ve Amerika’yı da içeren çok geniş bir pazar ağında, 60 ülke ve 200’e yakın müşteriye kaliteli taze meyve ve meyve suyu konsantresi sağlıyor.

Tarımda sektör lideri olarak yatırımlarının çok büyük bir bölümünü akıllı tarım ve üretim teknolojilerine kanalize ettiklerini belirten Tuncay Özilhan sözlerine şöyle devam etti: “Üretim süreçlerimizin her aşamasında akıllı ve yenilikçi tarım uygulamalarını ve modern teknolojileri kullanarak, kaliteli, sürdürülebilir ve güvenli gıda üretimini gerçekleştiriyoruz. Bu amaçla “Sürdürülebilir Tarım İlkeleri”ni paydaşlarımızla birlikte oluşturarak, iş planlarına entegre eden Türkiye’deki ilk tarım ve gıda şirketiyiz. Endüstri 4.0 yanında, Tarım 4.0 uygulamalarını da ülkemize kazandırma yönündeki çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Farklı meyve tiplerine göre çiftliklerimizde ve Ar-Ge tesislerimizde ‘’Hassas Tarım” yapıyor, 9 farklı meyvede 150 farklı çeşit yetiştiriyoruz. Ekimden hasada kadar olan süreçlerin tamamında ileri teknoloji tarım araçları kullanıyor; yenilikçi teknolojileri iş süreçlerimizde uyguluyoruz.”

“Tarım sektörü dijital dönüşüme entegre olmalı”

Anadolu Etap, arazi hazırlamadan hasat aşamasına kadar tüm süreçlerde yüksek teknolojili mekanizasyon kullanıyor, arazi tesviye ile ilgili uygulamaları GPS desteğiyle gerçekleştiriyor. Tarımsal meteorolojik istasyon teknolojileri, akıllı sulama ve gübreleme sistemleri, IOT teknoloji tabanlı ısı, nem, sıcaklık ölçer ekipmanları, yapay zeka tabanlı meyve seleksiyon/sınıflandırma makinaları, otomatik donsavar pervane sistemleri ve bunu destekleyen ERP yazılımları kullanılıyor. Yakın gelecekte dron sistemleri ile daha geniş alanları daha hızlı analiz edebilecek sistemleri kullanmayı planladıklarını kaydeden Tuncay Özilhan, “Bu şekilde yüksek katma değerli ürünler üreterek ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam edeceğiz. 80 milyonluk bir ülke olarak, her zaman gıda güvenliği ve güvenilirliği sağlayacak sürdürülebilir bir tarımsal üretim sistemine ihtiyaç var. Tarıma, sanayileşme kadar önem vermek, yatırım yapmak durumundayız. Özellikle böyle zorlu dönemlerde, yurtdışından yatırım çekebilmek ya da finansal destek alabilmek yatırımlarımıza devam edebilmemiz ve büyütebilmemiz açısından önem taşıyor. Doğru modeller üzerinde çalışmalar yaparak ve doğru teşvik modelleri kurgulayarak, tarım sektörünün ülkemizin geleceğinde çok önemli bir rol oynamasını sağlayabiliriz. Tarım sektörü geleceğe hazırlanırken, teknolojik gelişmelere ve her sektörde gerçekleşen dijital dönüşüme entegre olmalı, inovatif çalışmaların sunduğu verimlilik fırsatlarını iş süreçlerimize yansıtmalıyız. Toplum olarak her alanda üretken olacağımız ve yeniliklerle geleceğimizi şekillendireceğimiz bir bakış açısı bizleri güçlü kılacaktır” diye konuştu.

Hakkında

Diğer Haber

‘Avrupa Birliği’nin organik tarıma desteği yetersiz’

Avrupa Sayıştayı’nın (ECA) Pazartesi günü yayınladığı denetim raporuna göre, 2014 yılından bu yana organik tarımı …

[ajax_load_more loading_style="infinite fading-circles" container_type="div" post_type="post" images_loaded="true" placeholder="true" button_loading_label="Haber Yükleniyor..." scroll_distance="500px"]