Hamide HANGÜL
Marmara depreminin üzerinden 24 yıl geçerken, 6 Şubat’ta yaşanan yıkıcı Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan afetleri de deprem gerçeğiyle tekrar yüzleştirdi. Bilim insanlarının, fay hatlarına yakınlığı ve yaklaşık 20 milyon nüfusuyla olası depreme karşı uyardığı İstanbul’da da tüm dikkatler riskli yapıların dönüşümüne çevrildi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına göre, kentsel dönüşüm çalışmalarının başladığı son 11 yılda 39 ilçede 695 bin konut yenilenirken, yine 39 ilçede 188 yerde 165 bin konut yenileme çalışmaları sürüyor. “Deprem değil, ihmal öldürür” diyen Deprem Güçlendirme Derneği (DEGÜDER) Başkanı Sinan Türkkan, 1999 Marmara depremi sonrasında hastane, okul, köprü gibi kamu yapılarının büyük oranda güçlendirildiğini ya da yeniden yapıldığını söyledi.
“3,5-4 milyon kişiyi etkileyebilir”
Türkiye’de 20 milyon, İstanbul’da 2 milyon bina bulunduğuna işaret eden Türkkan, İstanbul’da acil dönüşmesi gereken 700 bin yapı olduğuna işaret etti. Türkkan, “İstanbul’daki 2 milyon binanın yaklaşık 700 bini 1990’dan önce inşa edildi. Tamamı kötü demiyoruz ancak, doğru yapılmayan her şey depremde başınıza dert olur. Olası bir depremde 3,5-4 milyon kişi doğrudan etkileneceği tahmin ediliyor. ‘Ben yıkıp yeniden yaparım’ demek çok gerçekçi değil. Mühendislik firmaları ve mühendis sayıları belli” dedi.
Binaların yıkılıp yeniden yapılması yerine güçlendirmenin de hızlı ve daha az maliyetli çözüm ürettiğine işaret eden Türkkan, “Mutlaka bina güçlendirmeyi cebinizde tutmanız lazım. Her iki çözüm de aynı güvenlik seviyesine çıkmak zorunda. Yönetmelik bunu istiyor. Biz, bu sorumluluğu alıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Dar sokaklara nasıl gireriz diye simülasyon yapılmalı”
İstanbul’un birçok semtinin bitişik nizamda olduğuna dikkati çeken Türkkan, söz konusu yapıların olası bir depremde birbirine zarar verebileceği uyarısında bulundu. Türkkan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Pek çok semt dar sokaklardan oluşuyor. İstanbul’da dar sokaklara nasıl gireceğiz diye simülasyon yapılması gerekir.
Seferberlik çıksın, zorunlu hale gelsin. Ancak paniğe kapılmadan yanlış işleri de yapmayalım. Eski yerleşim bölgeleri Kadıköy, Fatih, Üsküdar, Eyüp, buralar hem dar, hem bitişik nizam. Kat hizaları da farklı. Yanınızdaki binalar riskliyse, sizin binanıza ağır zararlar verebiliyor. Sallanırken yandaki binaya çarpmaya başlıyorlar. Orta yerinden kırıyor, çekiçleme diyoruz buna. O nedenle tek başına bir binayı güçlendirmek de yeterli değil, sokak bazında dönüşümler, planlamalar yapmak lazım. Belediyelerin çok bilinçli hareket etmesi ve ada bazında çözüm üretmesi gerekir.”
100 binlerce bina başvurdu
6 Şubat sonrası, binaların güvenlik seviyesini öğrenmeye yönelik büyük bir talep olduğunu açıklayan Sinan Türkkan, “İnanılmaz bir taleple karşılaştık. 100 binlerce başvuru oldu. Belediyelere, inşaat mühendislerine her yerde müracaat gitti. Şimdi raporlar, gerçekle yüz yüze gelmeye başlıyoruz. Riskli çıkanlar ya güçlenecek ya da yeniden yapılacak” dedi. Türkkan, ayrıca İstanbul’da yaklaşık 100 bin kaçak yapı olduğunu tahmin ettiklerini söyledi.
“Hazırlanan kanuna katkı verelim”
Kamunun yanı sıra, mühendislik firmaları, belediyeler ve ilgili sivil toplum kuruluşlarıyla herkesin sakin olarak bu işin ucundan tutması gerektiğine işaret eden Türkkan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın da İstanbul için bir kanun hazırladığını, belediyelerin de burada yer aldığını, ancak kendilerinin de güçlendirme için katkı verebileceği önerisinde bulundu.
“Binlerce proje ruhsat bekliyor”
Bir binanın yıkılıp yeniden yapılmasının 18 ay aldığını, ancak güçlendirmenin 7-8 ayda tamamlanabildiğini söyleyen Türkkan, ancak en büyük problemin ruhsat alma aşamasında yaşandığının altını çizdi. Türkkan, şöyle devam etti: “İnanılmaz bir prosedürle karşılaşıyoruz. Yıkılıp yeni yapılan bir binadan daha fazla. İş orada takılıyor. Bir de güçlendirme konusunda yetişmiş eleman yok. Belediyelerde güçlendirme bekleyen binlere proje var.”
“KDV % 2 olsun, KGF gelsin”
Sinan Türkkan, güçlendirmenin önündeki engellerden birinin de vergi sistemi olduğuna işaret etti. Türkkan, “Binayı yıkıp yaptığınızda yüzde 2 KDV öderken, güçlendirmede yüzde 20 KDV var. Bu da yüzde 2 olmalı. Ayrıca finans kaynağı yok. Devletin bunu tek başına kaldırabilmesi mümkün değil, vatandaşla birlikte olmalı Arsa değeri kıymetli yerlerde müteahhitle işbirliği yapılıyor. Ancak daire küçükse ne olacak? Mutlak suretle finans kaynakları oluşturmalıyız. KGF kredisiyle kredi imkanları sağlanmalı” dedi.
“Fay hattına uzaklığını inceliyoruz”
Sinan Türkkan, güçlendirme için binalarda kullanılan beton kalitesi, kolon kiriş bağlantısı, zemin sıvılaşması, demirler, varsa kesit kayıplarının incelenerek binanın statik göveresini çıkardıklarını açıkladı. Türkkan, şöyle devam etti: “Fay hattına uzaklığıyla yer ivmesi yapılıyor. Tüm çözümler bir araya gelince, ‘binanın şu noktalar hasar görür’, ‘şuralarda yetersizlikler var’’ gibi çözümler üretiyoruz. . İzolatör ve damperlerle de binanın içine girmeden güçlendirme yapmak mümkün.