Hasat Dergisi Hasat Dergisi
İlgili haberler
Siirt’in Tillo ilçesine bağlı Sinep köyünde yetişen ve sadece bu bölgede bulunan endemik Siirt adaçayı (Salvia Siirtica) köylülerin nöbetiyle korunuyor. Bitkiyi koparanlara 557 bin 212 TL para cezası uygulanıyor.
Sinep köyü mezarlığında doğal olarak yetişen ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan Siirt adaçayı, köylülerin gönüllü nöbetiyle dalında korunuyor. Lokal endemik bir tür olan bitki, Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) kriterlerine göre “kritik tehlike altında (CR)” sınıfında yer alıyor.
Nesli tehlikede, cezası ağır
Doğa Koruma ve Milli Parklar Siirt Şube Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen “Siirt Adaçayı Tür Koruma Eylem Planı” kapsamında koruma altına alınan bitkiyi koparmanın cezası tam 557 bin 212 TL. Bitkinin tek yaşam alanı olması nedeniyle özel koruma altına alınması, yerel halkın da desteğiyle güçlenmiş durumda.
Mezarlıkta vardiyalı nöbet
Bitkinin yalnızca çiçek açtığı dönemde değil, tohum verme döneminde de zarar görmemesi için köylüler mezarlıkta dönüşümlü olarak nöbet tutuyor. Köy muhtarı Şaban Koyun, “Bilim insanları bu türün sadece burada olduğunu söyledi. O günden beri çok daha bilinçliyiz ve mezarlığı gözümüz gibi koruyoruz,” dedi.
Tanımadıklarını mezarlığa almıyorlar
Köy halkı, mezarlık çevresinde yabancı birini gördüğünde dikkat kesiliyor. Köylülerden 81 yaşındaki Ahmet Beşir Tatlı, “Tanımadığımız kişileri mezarlığa sokmuyoruz. Bu bitki bizim değerimiz. Ne gerekiyorsa yaparız,” dedi.
Akademisyenlerden uyarı: Türkiye endemik cennetidir
Siirt Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Fidan, Siirt adaçayının bilim dünyasına 2011’de tanıtıldığını belirterek, “Bu tür sadece bu bölgede yaşıyor. Türkiye’nin bitki gen merkezi olduğunu ve en fazla endemik türe sahip ülkelerden biri olduğunu hatırlamak gerekir. Siirt adaçayı hem tıbbi hem de süs bitkisi olarak yüksek potansiyele sahip,” ifadelerini kullandı.
Koruma sadece devlete değil, halka da emanet
Siirt adaçayının korunması sadece devlet kurumlarının değil, yöre halkının da aktif katılımıyla mümkün oluyor. Bilimsel araştırmaların ve halk duyarlılığının bir araya gelmesiyle, bu eşsiz bitki türünün gelecek nesillere aktarılması hedefleniyor.
