Çevre felaketlerine bir an önce önlem alınması gerektiğine işaret eden Şemsi Bayraktar, aksi halde Türkiye’de insanların gıdaya erişiminin zorlaşacağını vurguladı.
Artan kuraklıklar, yükselen döviz kurları, pandemi ile birlikte tüm dünyada artan stok eğilimi ve son olarak tüm ülkeyi saran orman yangınlarının ardından, tarım ve gıda büyük bir risk ile karşı karşıya. Temmuz ayında üretici ve market fiyatları arasındaki fark 4 kata kadar çıkarken, kuraklığın vurduğu alanlarda büyük rekolte kayıpları yaşanıyor. Özellikle son günlerde devam eden orman yangınlarının da etkisi ile artan kuraklığa önlem alınması gerektiğine dikkat çekilirken, aksi durumda Türkiye’nin geçmiş yıllarda yaşadığı kıtlık ve erzak karnesi günlerine geri dönüşün yaşanacağı vurgulandı.
Gıdaya erişilemeyecek
Sektördeki gelişmeleri değerlendiren Bayraktar, temmuz ayında üretici ile market arasındaki fiyat farkının 4 kata yaklaştığına işaret ederek, mazot, gübre, tohum gibi girdi fiyatlarının döviz ve gelişmelere bağlı olarak rekor seviyelere yükseldiğini anlattı. “Üretici ülkelerden ucuz buğday, et, süt ve diğer ürünleri temin etme imkânımız bir süre sonra ya kalmayacak ya da yüksek maliyetlerle almak zorunda kalacağız. Bu ülkelerden alım yaptığımızda sadece ürün ithalatı yapmış olmayacağız, ‘gıda enflasyonu’ da ithal etmiş olacağız” ifadelerini kullanan Bayraktar, gerçekleşme ihtimali çok fazla olan bu durumun Türkiye’de birçok insanımızın gıdaya ulaşamaması anlamına geleceğini anlattı.
Zam rekoru karpuzda
TZOB verilerine göre, üretici ve market arasındaki fiyat makası temmuzda da açılmaya devam etti. Üretici ve market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 259.02 ile patlıcanda olurken, bu fark salatalıkta yüzde 216.43 kabakta yüzde 205.67 oldu. Temmuz ayının zam şampiyonu ise karpuz oldu. Verilere göre Temmuz ayında markette en fazla fiyat artışı yüzde 57.33 ile karpuzda görülürken, bunu yüzde 46.63 ile kuru soğan, yüzde 26.57 ile salatalık, yüzde 20.76 ile taze fasulye takip etti. Temmuz ayında markette 26, üreticide 17 üründe fiyat artışı gerçekleşirken Bayraktar, “Kuraklığa karşı ciddi önlemler alınmazsa etkileri yıllarca sürer” dedi.
GLİSERİN NEDİR?
Genellikle gliserol olarak da adlandırılan gliserin, tatlı bir tada sahip renksiz, kokusuz ve
zehirli olmayan bir sıvıdır. Su ve alkol ile karışabilen gliserin doğal veya sentetik olabilir.
Doğal gliserin, hayvansal veya bitkisel yağların hidrolizinin bir sonucu olarak üretilir. Hidroliz,
bir maddenin suya tepki göstermesi ve bunun sonucunda kimyasal bir bağın
parçalanmasıdır. Sentetik gliserin, petrol, propilen ve klor içeren kimyasal işlemlerle üretilir.
GLİSERİNİN FAYDALARI NELERDİR?
– Antibakteriyel, antifungal ve antiviral özelliklere sahiptir.
– Cildi nemlendirir.
– Cildi besler.
– Cildin su dengesini korur.
– Cilt kırışıklıklarını giderir.
– Cilde yumuşak ve pürüzsüz bir görünüm verir.
– Cildin zararlı UV ışınlarına karşı korunmasına yardımcı olur.
– Cilt rengini açar.
– Sivilceleri azaltır.
– Dudakları nemlendirir.
– El ve ayak nasırlarına iyi gelir.
– Ağız içi yaralarına karşı etkilidir.
– Egzama ve sedef hastalığına iyi gelir.
– Topuk çatlaklarını iyileştirir.
– Kulakta yer alan kirleri akıtır.
– Nemli saça uygulandığında saçların onarılmasını ve güçlenmesini sağlayarak dökülmeleri
azaltır.
DMRSÜREN Kimya Ltd Şti
0216 4421200-0552 3307100
www.kimyadeposu.com
Hasatdergisi.com
Kaynak; sozcu.com