İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesinde 2’si tutuklu 7 sanık hakkında açılan davanın iddianamesinde, dolandırıcılık olayına ilişkin ayrıntı ve ifadelere yer verildi.
İddianamede ifadesine yer verilen müşteki Nurettin Gözaçan, geçen yılın Aralık ayında emekli olduktan sonra bankanın maaş promosyonları konusunu görüşmek üzere özel bir bankanın Florya şubesini aradığını belirterek, sanık Erzan’ın burada görevinin sonlandığını ve Levent Şubesi’ne tayin olduğunu öğrendiğini aktardı.
Müşteki Gözaçan, geçmişteki iletişimlerine dayanarak Erzan’a “Hayırlı olsun” mesajı attığını ifade ederek, mesajına yaklaşık 10 gün sonra dönüş yapan Erzan’ın kendisini arayarak ‘bankalarında zengin ve tanınmış ünlü kişilerin yatırım yaptığı özel bir fon’ olduğundan söz ettiğini anlattı.
‘Fatih Terim imzalı evraklar vardı’
Fonun detaylarını öğrenmek üzere oğluyla bankaya gittiğini dile getiren Gözaçan, sanığın odasında görüşmeyi gerçekleştirdiklerinde masasının üzerinde görünür şekilde “Fatih Terim” imzalı evraklar bulunduğunu ifade etti.
Resmi belge sanmış
Müşteki Gözaçan, Erzan’ın kendilerini ikna etmesi sonucu 292 bin doları sanığın odasında teslim ettiklerini belirterek, sanığın da bunun üzerine A4 kağıdı üzerine “fon katılım kodu”yla birlikte kaşeli resmi belge niteliğinde olduğunu düşündükleri bir kağıdı teslim ettiğini kaydetti.
Bunun üzerine yaklaşık bir hafta sonra yine bankaya giderek sanığa 208 bin dolar daha teslim ettiklerini anlatan Gözaçan, Seçil Erzan’la aralarında yaptıkları vade anlaşmasının 17 Mart 2023’te dolduğunu aktardı.
‘Arda Turan ile Seçil Erzan’ı gördüm’
Gözaçan, bunun üzerine parasını sorduğu sanığın 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle ödemelerde gecikmeler yaşandığı bahanesiyle kendilerini oyaladığını belirterek, şunları kaydetti:
“Hatta bir seferinde Denizbank Levent Şubesi’ne gittiğimde kapı önünde Arda Turan ile Seçil Erzan’ı gördüm. Konuşuyorlardı. Geçmişte Denizbank Florya Şubesi’ne birçok ünlü ve futbolcunun gittiğini, bu şubenin müşterileri olduklarını biliyordum. Bu durum bende güven hissi oluşturdu. 7 Nisan’dan itibaren Seçil Erzan’a ulaşamamaya başladık. Bu nedenle 10 Nisan günü Denizbank Levent Şubesi’ne gittik. Şube görevlileri bizi dinledikten sonra Genel Müdürlüğe yönlendirdi. Genel Müdürlükte yetkililer ile görüştüğümüzde bize teftişlerinin 1-2 hafta daha süreceğini, o esnada herhangi bir savcılığa müracaatlarının olmadığını, olayın ne olduğunu çözmeye çalıştıklarını söylediler. Hatta bize banka olarak savcılığa müracaatta bulunacaklarını, bizim müracaatımızı ihbar olarak kabul ettiklerini, bizim de bir süre bekledikten sonra Denizbank’ın şikayetine müracaatçı olmamızı istediler.”
Gözaçan, sanığın kendilerini 500 bin dolar dolandırdığını bankanın Erzan’ı yeterince denetlemediğini düşündüğünü belirterek, mağduriyetlerin bu nedenle oluştuğunu ifade etti.
Gerçekten ‘böyle’ bir fon yok
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Seçil Erzan’ın bir bankanın Levent’teki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker’den kişisel güven ilişkisine dayalı 2 milyon dolar alarak yüksek kar vaadiyle yeniden kendisine iade edeceğini bildirdiği kaydediliyor.
İddianamede, müşteki Bülent Çeviker’e para karşılığında yazılı evrak verildiği ancak daha sonra Çeviker’in Erzan’a ulaşmaya çalışsa da ulaşamadığı, durumu bankaya bildirdiği, banka tarafından araştırma yapıldığı, Erzan hakkında suç duyurusunda bulunduğu ifade ediliyor.
Sanık Erzan’ın bu yöntemle futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek gruplarından müştekilere, yüksek kar getirisi bulunan güvenilir bir fon bulunduğunu ve yine kamuoyunda tanınan Fatih Terim, Hakan Ateş gibi isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek, müştekileri bu fona para yatırmaya ikna ettiği anlatılan iddianamede, gerçekte ise böyle bir fonun hiç olmadığının tespit edildiği belirtiliyor.
İddianamede, Erzan’ın, müştekilerin verdiği paralara ilişkin sahte belgeler oluşturarak, bu belgelere bankanın kaşesini ve ıslak imzasını atarak müştekilere teslim ettiği ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği kaydediliyor.
Seçil Erzan’ın 216 yıla kadar hapsi isteniyor
Sanık Erzan’ın “özel belgede sahtecilik” ve “tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık” suçlarından 66 yıldan 216 yıla kadar hapsi istenen iddianamede, sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk’ün ise aynı suçlardan 3 yıl ve 65 yıl arasında değişen oranlarda hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesinin iddianameyi kabul etmesi üzerine 4’ü tutuklu 7 sanık 20 Kasım’da hakim karşısına çıkmıştı. Mahkeme heyeti, tutuklu 2 sanığın tahliyesine karar vererek, duruşmayı 12 Ocak 2024’e ertelemişti.