TEMA Vakfı Aydın İl Temsilcisi Mehmet Özdemir, Büyük Menderes Nehri kenarında binlerce yılda oluşan ovaların korunması ve gelecek nesiller için toprakların üretimde kalması gerektiğini belirtti.
TEMA Vakfı Aydın İl Temsilcisi Mehmet Özdemir, Büyük Menderes Nehri kenarında binlerce yılda oluşan ovaların korunması ve gelecek nesiller için toprakların üretimde kalması gerektiğini belirtti.
Anayasa ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu’na rağmen en verimli tarım arazileri ile ekili ve dikili alanların tarım amacı dışında kullanıldığını öne süren Mehmet Özdemir, “Büyük Menderes Nehir çanağında binlerce yılda oluşan ovalarımız korunmalı ve en kısa sürede ‘Büyük Ova’ olması sağlanmalıdır. Hayatımız ve gelecek neslimiz için topraklarımız üretimde kalmalıdır. Tarım alanlarının korunması ve sürdürülebilirliği gıda güvenliğimizin teminatıdır. Binlerce yılda oluşan verimli topraklarımızı, yapılaşma, sanayi yatırımları, oto yollar yüzünden hızla kaybediyoruz. İlave imar planları ile tarım arazilerinin yapılaşmaya açılması, geleceğimizi, gıda güvenliğimizi, topraklarımızın tarımsal üretimde sürdürülebilirliğini tehlikeye sokuyor. Toprağı hor gören, yarını sor görür” dedi.
“MENDERES OVASI ‘TARIMSAL SİT’ OLMALI”
Milli ekonominin temelini ziraat faaliyetlerinin oluşturduğuna işaret eden Özdemir, “Ülkemizin sahibi, efendisi, üretici çiftçi ve köylülerimiz sağlıklı tarımsal üretim konusunda desteklenmeli ve eğitilmelidir. Verimli Menderes Ovası daha çok tahrip olmadan ‘Tarımsal Sit’ olması sağlamalıdır. Topraklarımıza, sularımıza, ormanlarımıza, zenginliklerimize sahip çıkmalı, bir milyonu aşkın insanımızın yaşadığı, can damarımız Büyük Menderes Nehri, nehrimizle sulanan topraklarımız kirletmemelidir. Toprağı yerinde tutan, verimine güç katan, orman ve su varlıklarının korunması, kirletilmemesi, toprağın da korunması, temiz kalması demektir. Toprağı, çevreyi kirletecek her türlü insan faaliyetlerinin önlenmesi için, toplumda bilinç oluşturulması, eğitime azami önemin verilmesi gerekmektedir. Bu konuda başta ADÜ Ziraat Fakültemiz olmak üzere aydınlarımıza görev düşmektedir” diye konuştu.
Toprağın hayatın temeli olduğu ilkesinin hiçbir zaman unutulmaması gerektiğine dikkat çeken Özdemir, sözlerini şöyle tamamladı: “5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu’yla; arazi kullanılan tüm faaliyetlerde, arazinin korunması, geliştirilmesi ve verimli kullanılmasına yönelik inceleme, değerlendirme ve izleme yapmak, ortaya çıkan olumsuzlukları belirlemek, toprak korumayı ve bununla ilgili sorunları giderici önlemleri almak, geliştirmek, uygulanmasını sağlamak için görüş oluşturmak, arazi kullanımını gerektiren tüm girişimleri yönlendirmek üzere yerel plan ve projelerin uygulanmasının takibini yapma görevini doğrudan Toprak Koruma Kurullarına vermiştir. Toprak Koruma Kurullarında, toprağın konu edildiği bütün karar organlarında ‘Toprak hayattır’ ilkesi unutulmamalıdır. Toprak hiçbir şeye feda edilemez”