Kimyasal girdilerden uzak, doğayla uyumlu üretim anlayışıyla öne çıkan organik tarım, hem Türkiye’de hem dünyada yükselişini sürdürüyor. Tüketicilerin sağlıklı ve sürdürülebilir gıdaya yönelmesiyle birlikte organik ürünlere olan ilgi artarken, üretim alanları da genişliyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de organik tarım yapılan alan 500 bin hektarın üzerine çıkmış durumda. Ürün çeşidi ise 250’yi aşmış durumda. Özellikle sebze, meyve, zeytin, buğday, üzüm ve kuru baklagiller gibi temel tarım ürünlerinde organik üretim dikkat çekici seviyelere ulaştı.
Küresel ölçekte ise organik tarım pazarı 150 milyar doları aşarken, Avrupa ve ABD başta olmak üzere pek çok ülke, üreticilere destekleyici politikalarla bu alanı teşvik ediyor. Türkiye’de de organik tarım yapan çiftçilere sertifikasyon ve destekleme programları kapsamında çeşitli teşvikler sunuluyor.
Ancak sektörün büyümesine rağmen organik üretimin maliyetleri, ürünlerin pazarlanması ve denetim süreçleri halen bazı zorlukları beraberinde getiriyor. Uzmanlar, üreticilerin bilinçlendirilmesi, tüketiciye güven veren denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi ve pazarlama zincirinin daha adil hale getirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Sonuç olarak, organik tarım geleceğin tarım modeli olarak görülmeye devam ediyor. Doğaya zarar vermeden, sağlıklı gıda üretmeyi hedefleyen bu yaklaşım, iklim krizine karşı da önemli bir çözüm yolu olarak değerlendiriliyor.
ChatGpt