Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, iktidarın dış politikadaki hemen her meseleyi iç politikaya malzeme etmeyi alışkanlık haline getirdiğini, bu sağlıksız yaklaşımın neden olduğu tutarsızlık ve “zikzakların” ülkeye bedel ödettiğini ileri sürdü.
Bu durumun son örneklerinden birinin İsveç’in NATO üyeliği konusu olduğunu dile getiren Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümet yetkililerinin konuyla ilgili bazı açıklamalarını aktardı.
“Önce esip gürlediler sonra hiçbir şey almadan ‘şak’ diye protokole imzayı çaktılar. Bu yaklaşım size de tandık geldi mi? Biz Rahip Bronson olayında ve Kaşıkçı davasında da bunu yaşamamış mıydık?” diye soran Akşener, “Biz NATO’nun genişlemesine karşı değiliz. Ancak söylenen bunca sözden, olan biten onca hadiseden sonra bu millete ve onun seçilmiş temsilcilerine bilgi vermek ve onları ikna etmek zorundasınız. Bunun için derhal Gazi meclisimizde bir genel görüşme açılmasını teklif ediyorum. Böylece İsveç’ten istediğimiz koşullar karşısında bugüne kadar hangi adımlar atılmış, Türkiye’nin güvenlik kaygıları hangi düzeyde giderilmiş, şeffaf bir şekilde bizlerle paylaşın. Ülkemiz ve milletimiz için en doğru kararı hep birlikte alalım.” ifadelerini kullandı.
“Amerika, yüzyılın en vahşi sivil katliamına düpedüz sponsor oluyor”
İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarına değinen Akşener, İsrail’in sivilleri bile hedef alan gaddarlığının hız kesmeden devam ettiğini vurguladı.
Akşener, tüm insani değerleri hiçe sayan ve artık alçak bir mezalime dönüşen bu eylemler karşısında her fırsatta sözde insan hakları şampiyonluğuna soyunan bilindik ülkelerin ise üç maymunu oynayıp, “katil Natenyahu’nun günahlarına utanmadan ortak olmaya” devam ettiğini kaydetti. İsrail’in Gazze’yi adeta bir atış talimi alanına çevirdiğinin altını çizen Akşener, şöyle konuştu:
“Hamas’ın terör saldırılarında binden fazlası sivil olmak üzere 1400 İsrail vatandaşı hayatını kaybetmişti. İsrail’in karşı saldırılarında ise 4 binden fazla sivil Filistinli hayatını kaybetti. Ölen sivillerin 1700’ü ise ne acıdır ki çocuktu ve Natenyahu terörünün kurbanı oldular. Rastgele ve vicdansızca atılan bombalar 1700 çocuğu öldürdü. O bombalar masum insanları, hastanede yeni doğmuş bebekleri, güvenli bir yere ulaşmaya çalışan aileleri öldürdü. Bir çatışma, ancak bu kadar onursuz olabilir. Bir devlet insanı ancak bu kadar vicdansız olabilir. Ama dünya yaşananlara bu kadar kayıtsız kalamaz, kalmamalıdır.
İnsanlık suçu işleyenlere karşı ısrarla sergilenen diplomatik nezaket derhal rafa kaldırılmalı ve gerçekler tüm çıplaklığıyla konuşulmalıdır. O gerçek de şudur: Natenyahu, bir savaş suçlusudur, bebek katilidir. Sivilleri, çocukları öldüren Natenyahu terörüyle müzik festivalinde gençleri tarayan Hamas terörü aynı şeydir. Ve sıfatına bakılmadan hak ettiği gibi bir katil, bir terörist gibi muamele görmelidir. Gazze’de savaş suçu, insanlık suçu, terör suçu işleniyor. Ve savaş diye ambalajlanan bu devlet terörüne karşı en büyük tepkiyi vermesi gereken ABD Başkanı ‘büyük demokrat’ Biden, Natenyahu’ya destek üzerine destek yağdırıyor. Sözde demokrasinin beşiği Amerika, sözde eşitliğin özgürlüğün sembolü Amerika, yüzyılın en vahşi sivil katliamına düpedüz sponsor oluyor.”
“BM Genel Kurulu acilen toplanmalıdır”
Natenyahu’nun savaş ahlakı ve uluslararası hukuku çiğneyen tavrının daha fazla cezasız kalamayacağına dikkati çeken Akşener, şöyle devam etti:
“Hedefine evleri, okulları, hastaneleri, ibadethaneleri alan bir katliama meşruiyet kazandırma çabanızdan artık vazgeçin. Mezalime karşı sergilediğiniz ikircikli tutumu artık bırakın. Kafalarınızı kumdan çıkarın. Natenyahu terörüne tüm gerçekliğiyle şahit olun. Bu saatten sonra terörist Natenyahu’nun günahlarını aklayabileceğiniz bir argüman kalmamıştır. İnsan haklarına duyduğunuz hassasiyet konusunda eğer gerçekten samimiyseniz en azından Ukrayna’da Putin’e karşı gösterdiğiniz tavrı Natenyahu’ya da göstermek zorundasınız.
Elbette aynı tavır, kadın veya çocuk demeden acımasızca öldüren Hamas’a da gösterilmelidir. Hamas uzantılarını da Natenyahu’nun propagandistlerini de kırmızı halıyla karşılayıp terörün şakşakçılığını yapan ilkesiz politikalara da derhal son verilmelidir. Dünya böylesi bir insanlık ayıbına taraf olup ateşi körüklemek yerine her iki tarafı da durdurmak için harekete geçmek zorundadır. Ancak görüyoruz ki dünyada barışı hakim kılma idealiyle kurulan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Biden yönetiminin Natenyahu terörüne destek veren fanatik tutumu nedeniyle Amerika tarafından kilitlenmiş, görevini icra edemez duruma getirilmiştir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyindeki ABD vesayetini ve vetosunu bertaraf etmek için BM Genel Kurulu acilen toplanmalıdır. Türkiye, hemen bugün bu girişimleri başlatmalıdır. Bu hem Türkiye’nin arabuluculuk gayretlerini pekiştirecektir hem de dünya kamuoyunu insan hakları ve uluslararası hukuk ekseninde sürdürülebilir bir çözüm hedefiyle harekete geçirmek için atılmış önemli bir adım olacaktır.”
“Görevlerinden istifa edip Gazze’ye gitsinler”
Akşener, Türkiye’nin, 100 yıllık diplomasi birikiminde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şekillendirdiği, her şartta ülkenin güvenliğini amaçlayan ve hiçbir milletin aleyhinde olmayan barış yanlısı bir ilkeye sahip olduğunu söyledi.
Bu ilkeyi korumanın devlet insanlarının asli görevi olduğunu belirten Akşener, “İşte bu yüzden devlet insanı kendi kafasına göre racon kesmez. Her daim aklıselimi öne koyarak devletinin temel ilkeleri çerçevesinde ülkesinin ve milletinin menfaatlerini korur. Ancak bugün görüyorum ki bu ilkeden ve devlet insanlığından bihaber olanlar var. ‘Mehmetçik Gazze’ye’ diye slogan atan şuursuz bir zihniyetin dolduruşuna gelenler var. Üstelik bu dolduruşu ‘milliyetçilik’ diye pazarlayanlar da var. Milliyetçilik, bu değildir. Milliyetçilik, önce kendi vatanına, milletine, evladına sahip çıkmaktır.” dedi.
Başka anaların doğurduğu çocukların sırtından çağrılar yapıp, kabadayı pozları vererek milliyetçi olunamayacağını dile getiren Akşener, “Bu arkadaşlar Gazze’yi de bir vatan toprağı olarak görüyorlarsa ve vermiş oldukları 24 saatlik mühlet ile Natenyahu’yu durduramadıklarına göre, o zaman görevlerinden istifa edip Gazze’ye gitsinler. Buyursunlar sosyal medyada sergiledikleri bu vatanperverliklerini sahada da gösterip Gazze’ye gitsinler. Kınalı kuzularımızın, Mehmetçiğimizin sırtından kahramanlık taslamasınlar. Kendilerine eşlik edecek arkadaşlarını toplayıp süratle Gazze’ye gitsinler. Öyle geniş zaman kipleriyle atılan yüksek desibelli ama eylemden uzak tiratlarla olmaz. Çünkü büyük sözlerin hakkı büyük eylemlerle verilir. Koyarsın canınızı cebine gereğini yaparsın.” değerlendirmesinde bulundu.
“Cumhuriyetin karşısına Filistin’deki mezalimi dikmeye kalkanlar var”
Türkiye’de halen Cumhuriyetle problemi olanlar olduğunu iddia eden Akşener, şunları kaydetti:
“Dün her 29 Ekim’de yatak döşek olanlar vardı. Bugün ise Atatürksüz 29 Ekim kutlayanlar var. Duydukları fevkalade büyük üzüntü nedeniyle Cumhuriyet’in 100. yılının kutlanmasını yanlış bulup engellemeye çalışanlar var ve 29 Ekim’de geçtim mitingi, fener alayına bile mesafeli dururken 28 Ekim’de Filistin mitingi yapanlar var. Hiç utanmadan, Cumhuriyetin karşısına Filistin’deki mezalimi dikmeye kalkanlar var. Her zamanki gibi milleti suni tercihlere zorlayıp artık kabak tadı veren alışıldık iki kutup üzerinden siyasi rant kovalayanlar var.
Gazze değil Filistin mitingi yapıp fırsat bu fırsat herkesin karşısında birleştiği Natenyahu terörünü siyasetinize kaldıraç etmeye kalkıyorsunuz. Hadi onu anladık. Peki başka gün mü bulamadınız? Bu miting bir hafta önce yapılamıyor muydu? Mezalim bir hafta önce de yok muydu? Ya da bu mitingi bir hafta sonra yapsanız incileriniz mi dökülürdü? Milletçe birlik olup bir büyük mücadelenin, bir büyük zaferin 100’üncü yılını hep birlikte kutlamak varken abuk sabuk işlerinizle neden bu milletin diş sinirlerine basıyorsunuz? 29 Ekim’i, cümle aleme karşı tek vücut olmak için bir fırsata çevirmek yerine neden bir gün öncesinde paralel hat çekip insanlarımızı birbirinin karşısına dikiyorsunuz?”
Meclis’te genel görüşme talebi
Akşener, toplantının ardından gazetecilerin, “Uzun süredir partinizden toplu istifalar oluyor, bunlarla ilgili bir adımınız olacak mı?” sorusuna, “Cevap vermiyorum. Geçen defa espri yapayım dedim başıma gelmeyen kalmadı. Onun için problem yok.” yanıtını verdi.
Akşener, konuşmasına başlamadan önce partisinin bazı belediye başkan adaylarını tanıttı.
Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu ise Akşener’in, İsveç’in NATO’ya Katılım Protokolü’nün TBMM’ye sunulmasıyla ilgili ifadelerinin anımsatılması üzerine şunları kaydetti:
“Yarın TBMM’de genel görüşme talebimizi gündeme taşıyacağız. Bu çağrı çerçevesinde bütün siyasi partileri başta siyasi iktidar olmak üzere, böylesine önemli bir konuda, milletimizin huzurunda, bu bilgileri bugüne kadar neler yaşandığını açıklamalarını arzu ediyoruz. Böylece böylesine kritik, güvenliğimizi ilgilendiren bir konuda hep birlikte uzlaşıyla millet vicdanını esas alan bir karar alalım. Bunun gayesi ve çabası içinde olacağız.”