Manisa’nın Kırkağaç ilçesinde yetiştirilen, tadı, aroması ve raf ömrüyle diğer türlerden ayrılan Kırkağaç kavunu hasat ediliyor.
Bakırçay Nehri’nin hayat verdiği ovada yaklaşık 10 bin dekar alanda üretilen kavunların olgunlaşmasıyla sabahın erken saatlerinde tarlalarda mesaiye başlayan üreticiler, kestikleri kavunları, zarar görmemesi için yorganlara sarıp traktörlere yüklüyor.
Büyük bir kısmı hemen satışa sunulan kavunların kalanı ise depolara taşınıyor. Burada saplarından keten ipliklerle bağlanıp ahşap sırıklara asılan kavunlar, kış aylarında pazara sunulmak üzere bekletiliyor.
Kırkağaç Ziraat Odası Başkanı Emin Özarı, AA muhabirine, mayıs ayında 10 bin dekarlık alanda ekilen Kırkağaç kavunlarının olgunlaştığını ve hasat edilmeye başlandığını söyledi.
30 bin tonun üzerinde rekolte beklediklerini belirten Özarı, “İlk hasatlar hemen satılır, sonrakiler ise özel düzeneklerle asılır ve ocak ayına kadar dayanır. Coğrafi işaret tescilli Kırkağaç kavununun yanında bölgemize özgü yeni çeşit kavun türlerimiz de var artık. Alışılmış Kırkağaç kavununun yanında ‘sarı dilimli kavun’ dediğimiz bir çeşidimiz var. O da bizim Kırkağaç’ımızın kavunu. Kalitemiz ve rekoltemiz bu sene güzel, herhangi bir hastalık ya da zararlı yok. Bereketli bir sezon bekliyoruz.” diye konuştu.
AB nezdinde tescil süreci devam ediyor
Kırkağaç kavununun 13 yıl önce Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından coğrafi işaret olarak tescil edildiğini, 2 yıl önce de Avrupa Birliği (AB) nezdinde tescil için gerekli adımların atıldığını dile getiren Özarı, “Bu coğrafi işaret, Avrupa pazarında elimizi güçlendirecek. Artık buradan tüccarlar aracılığıyla yapılan ihracatımızda kavunlarımız bu işaretlerle, Kırkağaç markasıyla Avrupa’da pazarlanacak.” dedi.
Üretici Bülent Somalıoğlu da Kırkağaç kavununun ününün tohumlarından geldiğini belirterek, “Kavun kesimine başladık. İnşallah bereketli bir sezon olur. Üründe herhangi bir hastalık ya da zararlı yok. Kaliteli ve güzel kavunlar tüketicilerimizi bekliyor.” ifadelerini kullandı.
GLİSERİN NEDİR?
Genellikle gliserol olarak da adlandırılan gliserin, tatlı bir tada sahip renksiz, kokusuz ve
zehirli olmayan bir sıvıdır. Su ve alkol ile karışabilen gliserin doğal veya sentetik olabilir.
Doğal gliserin, hayvansal veya bitkisel yağların hidrolizinin bir sonucu olarak üretilir. Hidroliz,
bir maddenin suya tepki göstermesi ve bunun sonucunda kimyasal bir bağın
parçalanmasıdır. Sentetik gliserin, petrol, propilen ve klor içeren kimyasal işlemlerle üretilir.
GLİSERİNİN FAYDALARI NELERDİR?
– Antibakteriyel, antifungal ve antiviral özelliklere sahiptir.
– Cildi nemlendirir.
– Cildi besler.
– Cildin su dengesini korur.
– Cilt kırışıklıklarını giderir.
– Cilde yumuşak ve pürüzsüz bir görünüm verir.
– Cildin zararlı UV ışınlarına karşı korunmasına yardımcı olur.
– Cilt rengini açar.
– Sivilceleri azaltır.
– Dudakları nemlendirir.
– El ve ayak nasırlarına iyi gelir.
– Ağız içi yaralarına karşı etkilidir.
– Egzama ve sedef hastalığına iyi gelir.
– Topuk çatlaklarını iyileştirir.
– Kulakta yer alan kirleri akıtır.
– Nemli saça uygulandığında saçların onarılmasını ve güçlenmesini sağlayarak dökülmeleri
azaltır.
DMRSÜREN Kimya Ltd Şti
0216 4421200-0552 3307100
www.kimyadeposu.com