Artık depremleri, toplumsal ve ekonomik travmalara neden olan bir doğal afet olmaktan çıkartmalıyız” dedi. Işık, Kahramanmaraş depremleri sonrasında sadece riskli yapıların değil, üretimden tasarıma, uygulamadan denetime kadar tüm süreçlerdeki iş yapış şeklinin ve zihniyetin dönüşmesi gerektiğinin görüldüğünü ifade etti.
6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremleri sonrası yapılan değerlendirmelere değinen Işık, T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada Kahramanmaraş ve Hatay depremlerinden etkilenen 11 ilde yıkılan binaların yüzde 97’sinin 1999 yılından önce inşa edilmiş ve mühendislik hizmeti almamış, denetime tabi olmamış yapılar olduğunun belirtildiğini aktardı.
“Kentsel dönüşüm süreci çok boyutlu ele alınmalı”
Kentsel dönüşüm süreçlerine değinen Yavuz Işık, 2012 yılında yürürlüğe giren Kentsel Dönüşüm Kanunu’nda 2023 yılında yapılan değişiklikler ile sürecin daha hızlanmasının beklendiğini ifade etti.
Kentsel dönüşümün ana temasının riskli yapıların dönüştürülmesi olarak algılansa da dönüşüm sürecinin çok boyutlu bir şekilde ele alınması gerektiğini vurgulayan Işık, “Kent madenciliği prensipleri ile inşaat ve yıkıntı atıklarının sürdürülebilir bir şekilde değerlendirilmesi, doğal kaynakların sorumlu kullanılması, neredeyse sıfır enerjili binalara ağırlık verilmesi, olası afetler için tam donanımlı toplanma alanlarının yapılması, ulaşım akslarının yeniden planlanması, düşük karbonlu malzemelerin kullanılması gibi birçok boyutta süreç desteklenmelidir” dedi.
“Esas olan depreme dayanıklı yapı tasarımı”
Depreme dayanıklı yapıların özelliklerini vurgulayan Yavuz Işık, 1970’li yılların sonunda hazır beton ile tanışan Türkiye’de hazır betonun kullanımının kademeli olarak 2000’li yılların başında zorunlu hâle geldiğini, bu nedenle birçok eski yapıda ‘hazır beton’ yerine şu an için ‘ilkel’ olarak nitelendirilebilecek yöntemlerle beton üretildiğinden söz etti.
Herhangi bir standarda ve mühendislik yaklaşımına tabi olmayan bu betonların yine uygun olmayan inşaat demirleri ile birlikte kullanıldığını ve mühendislikten uzak tasarım ve yöntemlerle bina yapımında kullanıldığını anlatan Işık, “Günümüzde ise ‘hazır beton’ bilgisayar kontrollü otomasyon sistemlerine dayanan, tüm girdi kontrolleri yapılan, en çok denetime tabi tutulan ve denetimi RFID çiplerle gerçekleştirilen güvenilir bir yapı malzemesi ve tam anlamıyla mühendislik ürünüdür” ifadelerini kullandı.
Depreme dayanıklı yapıların tasarımının önemine dikkat çeken Işık, doğru ve kaliteli malzemenin, güvenilir yapıların olmazsa olmaz koşullarından sadece biri olduğunu, esas olanın ise depreme dayanıklı yapı tasarımı olduğunun altını çizdi. Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) bütün hazır beton üreticilerini standartlara uygun üretim yapmak üzere KGS Sistemi’ne davet eden Yavuz Işık, THBB olarak olarak uzun yıllardır riskli yapı stokunun dönüştürülmesini sürekli gündeme getirdiklerini ifade etti.