Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’nin sunumunu TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yaptı. Tüm hedeflerin kaynağı, projesi ve dayanağının belli olduğuna işaret eden Oktay, vatandaşların ihtiyaçlarına odaklanan ve aynı zamanda bir atılım bütçesi olan 2023 bütçesinin, Türkiye yüzyılının yolunu açacak bir yapıda olduğuna dikkati çekti.
Oktay, 2023 bütçe kanun teklifinin temel misyonunun; vatandaşı küresel belirsizliklerden ve risklerden koruyacak, her kesimden vatandaşı kollayacak bir mali altyapı oluşturduğuna dikkati çekti.
Bütçe teklifinin, vatandaşların ihtiyaçlarına odaklanan bütçe olarak, adil ve sosyal bir anlayışa sahip olduğunu dile getiren Oktay, şöyle devam etti:
“Sosyal bütçe olarak nitelendirebileceğimiz teklifimiz, toplumun tüm kesimlerine hitap eden, sahip çıkan programlar, destekler ve ödenekler içermektedir. Bütçenin sadece program dağılımına baktığımızda dahi işçisinden işverenine, emeklisinden çiftçisine, sağlık personelinden polislerimize, genç ve yaşlı toplumun tüm kesimlerini kapsadığını ve 85 milyonun bütçesi olduğunu görebiliriz. 2023 bütçesi; kadınlarımızı güçlendirecek, ormanlarımızı koruyacak, enerji verimliliğini artıracak, tarımda rekolteyi yükseltecek, turizmde yeni rekorların önünü açacak, kültürel değerlerimizi zenginleştirecek ve daha pek çok alanda kalkınmayı, gelişmeyi sağlayacak bir bütçedir. 2023 bütçemiz ile cumhuriyetimizin 100’üncü yılında ülkemizin bütünlüğünü, milletimizin birliğini ve devletimizin gücünü daha da perçinleyerek, yeni yükseliş destanları yazacağız.”
Yaşanan gelişmelerin, küresel büyümeye ilişkin tahminlerin aşağı yönlü revize edilmesine yol açtığını anlatan Oktay, “Mevcut riskler bir yandan yakından takip edilirken bir yandan da bu risklerin Türkiye ekonomisi için yeni fırsatlar getirebileceği hususu hükümetimizce dikkate alınmaktadır.” diye konuştu.
Oktay, gelecek dönemde küresel fiyat düzeyini ciddi şekilde olumsuz etkileyen emtia ve enerji fiyatlarının sürdürülebilir seviyelere gerilememesi, finansal koşulların sıkılaşmaya devam etmesi ve jeopolitik gerilimlerin sürmesinin, küresel ekonominin daha kırılgan hale gelmesine yol açabileceğini söyledi.
“Zorlu sınamalara rağmen hedeflerine ulaşma kararlılığı”
Oktay, 2020’nin ikinci yarısından itibaren toparlanan Türkiye ekonomisinin, 2021’in ilk çeyreğinden itibaren aşılamanın ülke genelinde hızla yaygınlaşmasıyla kısıtlayıcı önlemlerin hafifletilmesi, kademeli normalleşme adımları ve firmalar ile hane halkına verilen desteklerin de etkisiyle kesintisiz büyümesini sürdürerek 2021’de yüzde 11,4 oranıyla son 50 yılın en yüksek büyüme hızına ulaştığını bildirdi.
Hızlı ve etkin karar alma mekanizmalarının hayata geçirilmesiyle uygulamaya koydukları somut ve dinamik politikalarla salgın sürecinin üretim çarklarını durdurmadan başarıyla yönetildiğini dile getiren Oktay, şunları kaydetti:
“2022 yılının ilk yarısı itibarıyla kuvvetli dış talebe bağlı olarak artan ihracatımız ve canlı yurt içi talep sayesinde, sanayi sektörü öncülüğünde büyüme sürecimiz devam etmiştir. Makine ve teçhizat yatırım harcamaları öncülüğünde toplam sabit sermaye yatırımları aynı dönemde yüzde 4,4 artarken, net mal ve hizmet ihracatının büyümeye katkısı 2,9 puan olmuştur. Küresel ekonomilerde resesyon endişelerinin baş gösterdiği 2022 yılının ikinci çeyreğinde ülkemiz benzer gelişmekte olan ülkelerden olumlu yönde ayrışarak yüzde 7,6 büyüme oranı ile OECD ülkeleri içerisinde en yüksek oranda büyüyen ikinci ülke olmuştur.
Yılın ikinci yarısında turizm ve ihracattaki güçlü seyrin ekonomik faaliyetlerdeki olumlu görünümü koruyarak büyümeyi desteklemesi beklenmektedir. Küresel düzeyde ekonomik durgunluk belirtilerine rağmen 2022 yılı genelinde Türkiye ekonomisinin yüzde 5 büyümesi öngörülmektedir. Bu öngörü; yaklaşık yarısı dış talepten kaynaklanan dengeli bir büyümeye işaret etmektedir.”
Oktay, kaydedilen güçlü büyüme performansıyla 2018’de 28 bin 281 dolar olan satın alma gücü paritesi cinsinden kişi başına gelirin 2022’de artışını sürdürerek 34 bin 768 dolar seviyesine kadar yükselmesinin öngörüldüğüne değinerek, 2023’te ise ekonominin üretim ve talep yönüyle dengeli bir görünüm sergileyerek yüzde 5 büyüme oranının korunmasının hedeflendiğini ifade etti.
Böylece Türkiye’nin zorlu sınamalara rağmen hedeflerine ulaşma kararlılığını sürdüreceğini belirten Oktay, yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla hedefli büyüme esasına dayanan programlarını kararlılıkla uyguladıklarını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, şöyle konuştu:
“Güçlü ekonomik aktivitenin ve dış talebin ekonominin istihdam oluşturma kapasitesi üzerindeki olumlu etkileriyle istihdamımız 2021 yılının ikinci çeyreği itibarıyla salgın öncesi seviyelerin üzerine çıkmıştır. Devam eden toparlanma süreciyle birlikte 2022 yılının ikinci çeyreği itibarıyla Türkiye, salgın öncesi döneme göre 2,6 milyona yakın ilave istihdam artışıyla OECD ülkeleri arasında açık ara ilk sırada yer almayı başarmıştır. 2022 yılında istihdamdaki yıllık artışın 1,9 milyona yaklaşması ve işsizlik oranının yıl sonu itibarıyla yüzde 10,8 olarak gerçekleşmesi öngörülmektedir. 2023 yılında ise işsizlik oranının yüzde 10,4’e gerilemesi beklenmektedir.
Önümüzdeki üç yıllık süreçte istihdamın yıllık ortalama 890 bin kişi civarında artacağı ve işgücüne katılım oranlarında öngörülen artışa rağmen işsizlik oranının önümüzdeki dönemde tek haneli rakamlara gerileyeceği öngörülmektedir.”
“Türkiye’nin hanehalkı borcunun gayrisafi yurt içi hasılasına oranı yüzde 13,3 iken gelişmekte olan ülke ağırlıklı ortalaması yüzde 50,7’dir”
Oktay, “2018 yılından bu yana ve küresel salgın sonrasında da hızla büyüyen ihracatımız 2018 yılında 177,2 milyar dolardan 2021 yılında 225,2 milyar dolara ulaşarak Orta Vadeli Program hedeflerimizi aşmıştır. Ayrıca, küresel ihracattan aldığımız pay, yıl genelinde ilk kez hükümetimiz döneminde yüzde 1’in üzerine çıkmıştır. Aynı değer 2002’de yüzde 0,55 ve 2018’de yüzde 0,91 iken 2022’nin ikinci çeyreği itibarıyla yüzde 1,04’e yükselmiştir.” bilgisini verdi.
2021’de cari işlemler dengesinde ciddi iyileşme olduğunun altını çizen Oktay, “2003-2021 arası dönemde ihracatta elde ettiğimiz performansın gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler ortalamasının üzerinde olması sevindiricidir. Bu dönemde Türkiye’nin reel mal ihracatı ortalama yüzde 6,9 artarken, gelişmiş ülkelerin yüzde 3,6, gelişmekte olan ülkelerin ise yüzde 6,1 yükselmiştir.” dedi.
“Eylül ayı itibarıyla yıllıklandırılmış ihracatımız 252 milyar doların üzerine çıktı”
Bölgede yaşanan jeopolitik gerilimler, küresel resesyon beklentileri ve parite etkisine rağmen ihracatı artırmaya devam ettiklerini vurgulayan Oktay, şöyle devam etti:
“2022 yılı eylül ayı itibarıyla yıllıklandırılmış ihracatımız 252 milyar doların üzerine çıkarak bir eşiği daha geride bırakmıştır. Bu başarının elde edilmesinde ihracatçılarımızın ve ihracatçılarımıza destek verip önlerindeki engelleri kaldıran uygulamalarımızın payı büyüktür. OVP’de belirlediğimiz 2023 yılı için ihracat hedefimiz olan 265 milyar dolar ve 2024 yılı hedefimiz 285 milyar dolar için ve hatta bu hedefleri de aşmak üzere, yeşil dönüşüm ve dijitalleşme gibi küresel ticaretteki yeni gelişmeleri yakından takip ederek çalışmalarımızı proaktif bir şekilde sürdürmekteyiz.”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, seyahat gelirlerindeki artışın cari işlemler dengesine katkısının devam ettiğine dikkati çekerek, “Turizm sektörünün güçlü performansı sürerek 2022 yılı sonunda turizm gelirlerimizin 40 milyar doları aşması sürpriz olmayacaktır.” ifadesini kullandı.
Eylül ayı itibarıyla bankacılık sektörünün tahsili gecikmiş alacaklar oranının yüzde 2,3 ile oldukça düşük bir riskliliğe işaret ettiğini dile getiren Oktay, ağustos ayı itibarıyla yüzde 18,7 olan sermaye yeterlilik rasyosunun ise sektörün güçlü bir sermaye yapısının olduğunu gösterdiğini anlattı.
Hanehalkı borçluluk oranı
Hanehalkı ve reel sektör borçluluğu bakımından Türkiye’nin düşük bir riskliliğe sahip olduğunu söyleyen Oktay, şöyle konuştu:
“Uluslararası Ödemeler Bankası veri tabanına göre, 2022 yılı ilk çeyreği itibarıyla Türkiye’nin hanehalkı borcunun gayrisafi yurt içi hasılasına oranı yüzde 13,3 iken gelişmekte olan ülke ağırlıklı ortalaması yüzde 50,7’dir. Finansal kesim dışındaki firma borcunun gayrisafi yurtiçi hasılasına oranında da Türkiye 2022 yılı ilk çeyreği itibarıyla yüzde 72,6 oran ile düşük riskliliğe sahiptir. Aynı dönemde gelişmekte olan ülke ağırlıklı ortalaması yüzde 112,6’dır.”
Türkiye ekonomisinin hedeflenen güçlü ve istikrarlı büyümeyi sağlaması için yurt içi tasarruflarının önem arz ettiğini belirten Oktay, 2020 yılında yüzde 26,7 olan yurt içi tasarruf oranının 2021 yılında yüzde 30,3 olarak gerçekleştiğini kaydetti. Fuat Oktay, “Bu oranın güncel tahminlerimize göre 2022 yılında yüzde 30,7’ye çıkmasını beklemekteyiz. Uluslararası kıyaslamalar açısından önemli bir gelir dağılımı göstergesi olan ve azaldıkça gelir dağılımının iyileştiğini gösteren Gini katsayısı 2006 yılında 0,428 iken 2021 yılında 0,401’e düşmüştür.” diye konuştu.
Kamu maliyesinde oluşturulan bütüncül ekosistemle kaynakları etkin ve verimli kullanarak mali disiplini kalıcı hale getirdiklerinin altını çizen Oktay, “Nitekim 2002 yılında yüzde 11,1 olan merkezi yönetim bütçe açığının gayrisafi yurt içi hasılasına oranını göreve geldikten sonra önemli oranda düşürdük ve bugüne kadar yaşadığımız küresel ve bölgesel krizlere, ülkemize yönelik ekonomik ve siyasi saldırılara, salgın koşullarına rağmen sürdürülebilir düzeyde kalmasını sağladık.” dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, bir taraftan mali disipline kararlılıkla devam ederken diğer taraftan da bütçeyi faiz bütçesi olmaktan çıkararak hizmet bütçesi haline getirdiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“2002 yılında bütçenin yüzde 43,2’si faize harcanırken, 2021 yılsonu itibarıyla bu oranı yüzde 11,3’e düşürdük. Benzer şekilde, 2002 yılında toplanan 100 liralık vergi gelirinin 85,7 lirası faiz ödemelerine gidiyorken 2021 yılı itibarıyla sadece 15,5 lirasının faiz ödemelerine gitmesini sağladık. Bu sayede elde ettiğimiz mali alanı eğitime, sağlığa, sosyal kesimlere ve ülkemizin büyüme potansiyeline katkı sağlayacak yatırım alanlarına aktardık.”
Asgari ücrette yüzde 94,6 oranında kümülatif artış
AK Parti hükümetleri döneminde hiçbir çalışan ve emekliyi enflasyona ezdirmediklerini ve bundan sonra da ezdirmeyeceklerini vurgulayan Oktay, bu yıl, asgari ücrette yüzde 94,6 oranında, kamu görevlilerinin ve memur emeklilerinin ücret ve aylıklarında yüzde 85,5 oranında, SSK ve Bağ-Kur emekli aylıklarında ise yüzde 78,6 oranında kümülatif artışlar yaptıklarını kaydetti.
Salgın ve doğal afetlerin yaşandığı zor koşullarda her zaman vatandaşların yanında olduklarını dile getiren Oktay, 2021 yılında salgının vatandaş üzerindeki etkilerini sınırlandırmak ve enflasyon ile mücadeleye katkı sağlamak amacıyla 154,2 milyar lira vergi gelirinden vazgeçtiklerini söyledi.
Oktay, “2022 yılında da enflasyonla mücadele kapsamında 276,8 milyar lira vergi gelirinden vazgeçiyoruz. 2022 yılında ihtiyaç duyulan tüm alanlara yönelik desteklerimizi sürdürürken, bütçe açığımızı yüzde 3,5’in altında tutarak kamu maliyesi göstergelerinin sürdürülebilirliğine önem veriyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Hem Silivri hem de Tuz Gölü Yeraltı Doğal Gaz Depolama Tesislerimizde depo doluluk oranlarında yüzde 100’e ulaştık”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Türkiye’deki elektrik fiyatlarının Avrupa ülkelerindeki elektrik fiyatlarının oldukça altında seyrettiğini belirterek, “2022 Eylül ayı ülkemiz hanehalkı elektrik fiyatı vergi ve fonlar dahil megavat-saat başına 102 avro olup, bu rakam İngiltere’de 395 avro, Almanya’da 549 avro ve Fransa’da ise 277 avro seviyelerindedir.” dedi.
Selektif kredi politikasını uygulamaya koyduklarını aktaran Oktay, selektif kredi yaklaşımı etkisiyle kur etkisinden arındırılmış yıllık ticari kredi büyümesinin Eylül 2021’de yüzde 6’yken, Eylül 2022’de yüzde 37,8 olarak gerçekleştiğini ifade etti.
Oktay, bu politikayı tamamlayacak şekilde ihracata, yatırıma ve işletme harcamalarına yönelik reel sektöre, kefalet hacmi toplam 61,3 milyar lira olan Hazine Destekli KGF paketlerinin sağlandığını anımsattı.
“İşletmelerimizin finansmana erişimini kolaylaştırmaya devam edeceğiz”
Teminat yetersizliği nedeniyle finansmana erişemeyen işletmelerin finansman sorunlarını çözmek üzere Hazine Destekli Kefalet Sisteminin etkin şekilde kullanılmaya devam edildiğine işaret eden Oktay, böylece firmaların işletme giderlerini karşılamak, yatırım, ihracat ve imalatı teşvik etmek üzere yaklaşık 70,4 milyar liralık kredi imkanının işletmelerin kullanımına sunulduğunu söyledi.
Oktay, 2022’nin ikinci yarısında sektörel ihtiyaçlar gözetilerek tarım ve inşaat sektörüne yönelik açıklanan paketlerle 41,8 milyar liralık ilave kredi imkanı sağlandığını ve bu yıl yapılan yasal değişiklikle sistem kapsamında kredi garanti kurumlarına aktarılabilecek yasal kaynak tutarının da 50 milyar liradan 100 milyar liraya çıkarıldığını dile getirerek, “Önümüzdeki dönemde de KOBİ’lerimiz başta olmak üzere, makro politikalarımız ile uyumlu olarak üretimi, istihdamı, yatırımı, ihracatı ve büyümeyi destekleme amacıyla işletmelerimizin finansmana erişimini kolaylaştırmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.
100 milyar lirası ihracatçılara, 50 milyar lirası ise turizmcilere olmak üzere 150 milyar liralık uzun vadeli ve düşük faizli kredi imkanı sağladıklarını dile getiren Oktay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yakın zamanda müjdesi verilen, esnaf ve zanaatkarlara yönelik 100 milyar liralık yeni bir kredi desteği sunulduğunu, bu kredileri yüzde 7,5 faiz oranı ve 60 aya kadar vade imkanıyla esnafın kullanımına açtıklarını bildirdi.
“Adımlarımızı kararlılıkla atmaya devam ediyoruz”
Alternatif enstrümanlar geliştirerek finansal istikrarı desteklemeye devam ettiklerine dikkati çeken Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Üst fonlara kaynak aktarımı kapsamında Türk Büyüme ve İnovasyon Fonu aracılığıyla, girişim sermayesi fonları üzerinden şirketlere toplamda bugüne kadar 1,97 milyar lira finansman sağlanmıştır. Girişim Sermayesi Fonlarına TÜBİTAK ile iş birliği içinde Tech-InvesTR Programı kapsamında kaynak aktarılmaktadır. Bu kapsamda kaynak aktarımı kararı alınan fonların toplam büyüklüğü 2,28 milyar liraya ulaşmıştır. Yastık altı altınların finansal sisteme kazandırılması için altın tasarruf ekosistemini hayata geçirdik. Alternatif finans araçlarının başında gelen katılım finans sisteminin daha da gelişmesi ve finansal sistem içerisindeki payının artırılması amacıyla adımlarımızı kararlılıkla atmaya devam ediyoruz.”
Oktay, tüm dünyanın Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle doğal gaz kriziyle karşı karşıya kaldığını ve enerji arz güvenliğinin küresel bir mesele haline geldiğini hatırlatarak, özellikle Kuzey Akım 1 doğal gaz boru hattının Rusya tarafından kapatılması nedeniyle Avrupa ülkelerinin, enerji tedariki ve arz güvenliği kapsamında oldukça zorlu bir sürece girdiğini söyledi.
Hükümetin ise bu sıkıntılı dönemde gerçekleştirdiği başarılı diplomasiyle enerji arz güvenliğini sağladığını ve kış aylarında yaşanabilecek olası bir doğal gaz krizinin önüne geçtiğini vurgulayan Oktay, “Öyle ki Silivri doğal gaz depolama tesisimizde kapasite artışına yönelik yaptığımız çalışmalar sona ermiş olup, 3,2 milyar metreküplük kapasiteyi 4,6 milyar metreküpe çıkarmış bulunmaktayız. Hem Silivri hem de Tuz Gölü Yeraltı Doğal Gaz Depolama Tesislerimizde depo doluluk oranlarında yüzde 100’e ulaştık.” bilgisini paylaştı.
Oktay, 2020 yılından itibaren Karadeniz’deki Sakarya doğal gaz sahasında keşfedilen 540 milyar metreküplük doğal gaz rezervinin 2023 yılı itibarıyla halkın kullanımına sunulacağını, 2023’ün birinci çeyreğinde ilk fazda üretilecek günlük 10 milyon metreküp doğal gazın milli iletim sistemine aktarmış olunacağını belirterek, söz konusu miktarın, yıllık bazda yaklaşık 4 milyar metreküp doğal gaza tekabül ettiğini ve 2027-2028 yıllarında yıllık 15 milyar metreküpe çıkartılacağını ifade etti.
Türkiye’deki elektrik fiyatları
Küresel enerji piyasalarındaki anormal yükselişleri vatandaşlara tam olarak yansıtmamak için çaba gösterdiklerini, vatandaşlara doğal gazda yüzde 80, elektrikte ise birinci kademede yüzde 50 sübvansiyon sağladıklarını aktaran Oktay, bu destek uygulamasına devam edeceklerini kaydetti.
Oktay, Türkiye’deki elektrik fiyatlarının Avrupa ülkelerindeki elektrik fiyatlarının oldukça altında seyrettiğine işaret ederek, “2022 yılı eylül ayı ülkemiz hanehalkı elektrik fiyatı vergi ve fonlar dahil megavat-saat başına 102 avro olup, bu rakam İngiltere’de 395 avro, Almanya’da 549 avro ve Fransa’da ise 277 avro seviyelerindedir.” dedi.
Orta Vadeli Program’daki temel politikalar ve bütçe öngörüleri
Orta Vadeli Program’daki (OVP) temel politikalar ve bütçe öngörülerine değinen Oktay, “OVP ile temel amacımız da salgın sonrası toparlanma sürecinde elde edilen kazanımları koruyarak yatırım, istihdam, üretim ve ihracatı önceleyen büyümenin sürdürülmesi, verimli ve rekabetçi yerli üretim yapısının güçlendirilerek ithalat bağımlılığının azaltılmasıdır.” ifadesini kullandı.
Oktay, bu kapsamda, program döneminde, büyüme potansiyelini ve istihdamı artıran, yüksek katma değerli üretimi öncelikli kılan, ihracat temelli sürdürülebilir büyüme stratejisini ve kalıcı fiyat istikrarına ulaşılması hedefini kararlı bir biçimde uygulamaya devam edeceklerini dile getirerek, bu uygulamalarla, 2002 yılında 9 bin 279 dolar olan Satın Alma Gücü Paritesine göre kişi başı gelirin 2023 yılında hedeflenen büyüme artışıyla yaklaşık 38 bin dolara, program dönemi sonunda ise yaklaşık 44 bin dolara çıkmasını beklediklerini kaydetti.
2023-2025 OVP’de açıklanan bütçe açığının GSYH’ye oranını program dönemi sonunda yüzde 1,5’e indirmeye kararlı olduklarını vurgulayan Oktay, şöyle konuştu:
“Devlet iç borçlanma senedi ortalama faizi 2002 yılında yüzde 62,7 seviyesindeyken, 2021 yılında yüzde 14,6 olarak gerçekleşmiş, 2022 yılı eylül ayında ise yüzde 11,7 olmuştur. Borçlanma faizlerinde görülen hızlı gerilemenin piyasalarda yarattığı olumlu hava ile yurt içi borçlanmanın kompozisyonunda da önemli iyileşme sağlanmıştır. Ayrıca 2002 yılında 9,4 ay olan iç borçlanmanın ortalama vadesi 2022 yılında 67 aya yükselmiştir. Dolayısıyla borçlanmanın ortalama vadesi uzamış, değişken faizli borçlanma azaltılarak sabit faizli borçlanmalar artırılmıştır. Yine bu kapsamda, TL cinsi sabit faizli ve uzun vadeli borçlanmalara ağırlık verilerek yurt içi döviz cinsi borçlanmalar azaltılmıştır.
Dış finansman tarafında ise artan jeopolitik risklerin etkisiyle uluslararası finansal piyasalarda oynaklığın ve borçlanma maliyetlerinin yüksek seyrettiği son dönemde gerçekleştirilen 2,5 milyar dolarlık kira sertifikası ihracı yoğun talep görmüştür. Böylece dünya genelinde finansmana erişimin zorlaştığı 2022 yılında yapılan 3 ayrı ihraç ile toplamda 7,5 milyar dolar dış finansman sağlanmıştır. 2002 yılında yüzde 71,5 olan Avrupa Birliği tanımlı borç stokunun GSYH’ye oranı 2022 yılı ikinci çeyreği itibarıyla yüzde 39,3 seviyesine gerilemiştir. Söz konusu oran AB ülkelerinde ortalama yüzde 88 seviyesinde seyretmektedir.”
Oktay, kamu borç stokunun makroekonomik değişkenlere karşı duyarlılığının, kamu maliyesindeki sıkı duruş ve borç stokunun yapısında kaydedilen iyileşme sayesinde önemli ölçüde azaltıldığını ve kamu borç stokunun sürdürülebilirliğinin sağlandığını bildirdi.
“Bütçe giderleri 4 trilyon 469,6 milyar lira, bütçe gelirleri 3 trilyon 810,1 milyar lira, bütçe açığı 659,4 milyar lira olarak öngörülmüştür”
2021 yılında bütçe giderlerinin 1 trilyon 603,5 milyar lira, bütçe gelirlerinin 1 trilyon 402 milyar lira olduğunu belirten Oktay, bütçe açığının 201,5 milyar lira, faiz dışı açığın da 20,7 milyar lira olarak gerçekleştiğini ifade etti.
Oktay, 2021 yılı bütçe giderlerinin, bütçe başlangıç tahmininin yüzde 19,1 ve yıl sonu gerçekleşme tahmininin ise yüzde 6,5 üzerinde gerçekleştiğini, buna karşın, bütçe gelirlerinin bütçe başlangıç tahminine göre yüzde 27,3 ve yıl sonu gerçekleşme tahminine göre yüzde 9,9 oranında artış gösterdiğini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, “2021 yılında 201,5 milyar lira olarak gerçekleşen bütçe açığı, başlangıçta öngörülen açığın 43,5 milyar lira altında, yıl sonu gerçekleşme tahmininin 28,5 milyar lira altında gerçekleşmiştir. Ayrıca, 2020 yılında 41,3 milyar lira olan faiz dışı bütçe açığı 2021 yılında 20,7 milyar liraya düşürülmüştür.” diye konuştu.
2021 yılına ait bütçe performans göstergelerine ilişkin bazı bilgileri paylaşan Oktay, şöyle konuştu:
“Genel devlet dengesinin GSYH’ye oranı yüzde -4,5 olarak öngörülmüşken yüksek bütçe performansıyla bu oran yüzde -2,6 olarak gerçekleşmiştir. Kamu kesimi tasarruflarının GSYH’ye oranı yüzde -1,6 olarak öngörülmüşken 2,5 puan iyileşerek yüzde 0,9 olarak gerçekleşmiştir. İmalat sanayii ihracatı 173,5 milyar dolar olarak hedeflenmişken yapılan teşviklerimizin de katkısıyla 212,8 milyar dolara yükselmiştir. İmalat sanayinin GSYH içindeki payı yüzde 20,4 olarak öngörülmüşken yüzde 21,9 olarak gerçekleşmiştir.
İstihdam oranı yüzde 44,6 olarak öngörülmüşken yüzde 45,2 olarak gerçekleşmiştir. Kırmızı et üretim miktarı 1 milyon 518 bin ton olarak öngörülmüşken 1 milyon 952 bin tona yükselmiştir. İhraç edilen bitkisel ürün değeri 6,3 milyar dolar olarak öngörülmüşken 9,6 milyar dolara yükselmiştir. Kadın işverenlerin oranı yüzde 10,4 olarak hedeflenmişken 2,8 puan artışla yüzde 13,2 olarak gerçekleşmiştir.”
2022 yılı merkezi yönetim bütçe gerçekleşme tahminleri
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, 2022 yılı merkezi yönetim bütçe gerçekleşmelerine ilişkin yıl sonu beklentilerine yönelik, “2022 yılında; merkezi yönetim bütçe giderlerinin 3 trilyon 133,7 milyar lira, merkezi yönetim bütçe gelirlerinin 2 trilyon 672,5 milyar lira, bütçe açığının 461,2 milyar lira, faiz dışı açığın 131,4 milyar lira olarak gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz.” dedi.
2022 yıl sonu bütçe açığının milli gelire oranının ise yüzde 3,4 olacağını öngördüklerini bildiren Oktay, 2022’de personel giderlerinin 617,3 milyar lira, Sosyal Güvenlik Kurumlarına devlet primi giderlerinin 98,1 milyar lira, mal ve hizmet alım giderlerinin 258,3 milyar lira, cari transferlerin 1 trilyon 224,4 milyar lira, sermaye giderlerinin 277,6 milyar lira, sermaye transferlerinin 35,9 milyar lira, borç verme giderlerinin 292,2 milyar lira, faiz giderlerinin 329,8 milyar lira olarak gerçekleşmesini beklediklerini söyledi.
Oktay, 2022 yılında vergi gelirlerinin ise yaklaşık 2 trilyon 269,6 milyar lira, vergi dışı gelirlerin ise yaklaşık 402,9 milyar lira olacağını öngördüklerini ifade etti.
“2023 bütçe ödenekleri, 2022’ye göre yüzde 57,9 artmaktadır”
Oktay, 2023 bütçesinin, kalkınma hedefleri, halkın ihtiyaçları ile sosyal ve mali alanda ilerlemeye yönelik adımlar çerçevesinde hazırlandığını belirterek şunları kaydetti:
“2023 yılı bütçesinde; bütçe giderleri 4 trilyon 469,6 milyar lira, bütçe gelirleri 3 trilyon 810,1 milyar lira, bütçe açığı 659,4 milyar lira olarak öngörülmüştür. 2022 yılına göre (ek bütçe dahil) 2023 yılı bütçe ödenekleri yüzde 57,9 artmaktadır. 2023 yılı bütçe giderlerinin ekonomik sınıflandırmaya göre dağılımı ise personel giderleri 952,3 milyar lira, Sosyal Güvenlik Kurumlarına devlet primi giderleri 150,4 milyar lira, mal ve hizmet alım giderleri 318,7 milyar lira, cari transferler 1 trilyon 682 milyar lira, sermaye giderleri 315,8 milyar lira, sermaye transferleri 37,3 milyar lira, borç verme giderleri 359,2 milyar lira, yedek ödenekler 88,2 milyar lira ve faiz giderleri 565,6 milyar liradır.
2023 yılında merkezi yönetim bütçe gelirlerinin 2022 yılı gerçekleşme tahminine göre yüzde 42,6 artışla 3 trilyon 810 milyar liraya, vergi gelirlerinin ise yüzde 41 oranında artarak yaklaşık 3 trilyon 200 milyar liraya ulaşacağı tahmin edilmektedir. 2023 yılında bütçe gelirlerinin alt kalemleri; Gelir Vergisi 495 milyar lira, Kurumlar Vergisi 619,1 milyar lira, Özel Tüketim Vergisi 510,6 milyar lira, dahilde alınan KDV 203,6 milyar lira, ithalatta alınan KDV 931,4 milyar lira, Motorlu Taşıtlar Vergisi 38,7 milyar lira, Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi 75,1 milyar lira, Damga Vergisi 55,5 milyar lira, harçlar 105,2 milyar lira, diğer vergiler 165,3 milyar lira, vergi dışı gelirler 610,6 milyar lira olarak tahmin edilmektedir.”