Coğrafi işaret, tüketiciler için ürünün kaynağını, karakteristik özelliklerini ve coğrafi alan arasındaki bağlantıyı gösteren ve garanti altına alan kalite belgesi olarak biliniyor. Coğrafi işaret tescili ile kalitesi, gelenekselliği, yöreden elde edilen hammaddesi ile yerel niteliklere bağlı olarak belli bir üne kavuşmuş ürünlerin korunması sağlanır. Dolayısıyla bu işaret hem bölge insanının emeğine hem de tanıtımına değer katar. Ülkemize bakıldığında 2022’nin ilk yarısında tescil edilen ürün sayısı 163’e ulaştı. Aynı dönemde Gaziantep, Diyarbakır ve Konya en çok coğrafi işaret tescilli ürüne sahip illerimiz arasında yer aldı.
Başvurularda 6 ayın şampiyonları
Coğrafi işaret başvuruları, 2022’nin ilk 6 ayında geçen senenin aynı dönemine oranla yüzde 120 arttı. Destek Patent’in TÜRKPATENT’in 2022 yılı ilk 6 ay istatistiklerine göre hazırladığı analize göre, coğrafi işaret başvurularında Balıkesir, Hakkari ve Malatya başı çekiyor. Bursa ikinci sırada yer alırken, Konya ve Sakarya üçüncü sırada.
2001 yılında Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından coğrafi işaret olarak tescil edilen Giresun Tombul Fındığı, geçen yıl Avrupa Birliği nezdinde de kabul edilerek, Avrupa Birliği ülkelerinin tamamında koruma altına alındı. Böylece AB’de tescilli coğrafi işaretlerimiz; Antep Baklavası, Aydın İnciri, Aydın Kestanesi, Bayramiç Beyazı, Malatya Kayısısı, Milas Zeytinyağı, Taşköprü Sarımsağı ve Giresun Tombul Fındığı olarak 8’e ulaştı.
İzmir tulumu parmesanla yarışıyor
Silivri ile özdeşleşen Silivri Yoğurdu, Aydın’ın geleneksel lezzetlerinden Aydın Yuvarlaması, Kastamonu’nun Kestane Balı, Kahramanmaraş’ın Abbas İnciri yüzlerce coğrafi işaretli ürünlerimizden birkaçı. Çayeli’nin Koloti Peyniri, Hakkari Yüksekova’nın Çirek Peyniri ve İzmir Tulum Peyniri de Türk Patent ve Marka Kurumunca tescillenerek coğrafi işaret belgesi alan ürünler arasına girdi. Örneğin bugün İtalya, parmesan peynirinden yaklaşık 1.5 milyar Euro gelir sağlıyor.
Kooperatiflere büyük iş düşüyor
Verileri yorumlayan Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz, “dünyada 10 bini aşkın coğrafi işaret alınan ürün bulunuyor. Bu pazarın yaklaşık 200 milyar doların üzerinde bir büyüklüğe sahip olduğu tahmin ediliyor. Coğrafi işaretli ürünlerin %10’u gelişmekte olan ülkelerde. Avrupa Birliği’nde sadece tarım ve gıda ürünlerine coğrafi işaret veriliyor. AB’deki coğrafi işaret ürün pazarının toplamı tahmini 55 milyar Euro’nun üzerinde. Özellikle Fransa, İtalya ve İspanya bu alanda lider konumunda. Türkiye’nin şu an için toplam 1177 coğrafi işaret tescilli ürünü bulunuyor. Bu veriler gösteriyor ki, tarım ve hayvancılık ülkesi olarak özellikle tarım kooperatiflerimize büyük iş düşüyor. Coğrafi işaretli ürünler diğerlerine göre katma değeri daha yüksek ürünler oldukları için ihracatı da son derece önemli.
“TÜKETİCİLER YÜZDE 20-25 DAHA FAZLA PARA ÖDÜYOR AMA SAHTECİLERE KARŞI ÖNLEM ALINMALI”
Tüketicilerin coğrafi işaretli ürünler için yüzde 20-25 oranında daha fazla ödeme yapmayı kabul ettiğine değinen Kemal Yamankaradeniz; “Bu ürünlerin daha yüksek fiyatlara satıldığını bilen sahteciler kontrol altına alınmalı. Denetim yapısı oturtulamaz ise coğrafi işareti alınmış ürünlerin sahteleri kontrol altına alınamaz. Bu nedenle yıllık bazda denetim yapılarak raporlanması ve Türk Patent ve Marka Kurumu’na sunulması gerekiyor. Yurt içinde tescili yapılan ürünlerin uluslararası tescilinin de yapılması, ülkemizin bu ürünlerin ihracatından yeterli payı alabilmesi için büyük önem taşıyor” dedi.