Anasayfa / Tarım / Baba-kız karabuğday yetiştiriciliğinde ilk sırada!

Baba-kız karabuğday yetiştiriciliğinde ilk sırada!

Çankırı’nın merkez Hıdırlık köyünde yaşayan öğretmen baba ve kız el ele vererek, diyabet ve çölyak hastalıklarının beslenmesinde önemli yer tutan karabuğdayı yetiştirmeye başladı.

Yaz dönemlerinde ailesine yardım ederken tarımla tanışan Sevda Aycan Akbaş, babası İsmail Akbaş’ın geleneksel arpa buğday üretiminin yanında karabuğday yetiştiriciliğine başlamasıyla tıbbi ve aromatik bitki yetiştiriciliği konusuna ilgili duymaya başladı.

Çankırı Nurettin Ok Halk Eğitim Merkezi’nin düzenlediği tıbbi ve aromatik bitki yetiştiriciliği kursunu başarıyla tamamlayarak sertifika alan Akbaş, araştırmalarına devam etti. Kurs sırasında Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumunun (TKDK) tıbbi ve aromatik bitki yetiştiriciliği konusundaki desteklerinden haberdar olan Akbaş, ailesinin 40 dönüm arazisini bu iş için ayarlayarak, karabuğday yetiştiriciliği projesi ile hibe başvurusunda bulundu. Projesi onaylanan 25 yaşındaki genç çiftçi toplam 235 bin liraya mal olan makine ekipmanlar için TKDK’dan 146 bin lira hibe aldı.

Karabuğday yetiştiriciliğine başlamasında babasının geleneksel tarım faaliyetlerini çeşitlendirme konusundaki araştırmalarının etkili olduğunu belirten Akbaş, “Çankırı’da bir ilkokulda sınıf öğretmeni olarak görev yapan babam yedi yıl önce buğday arazilerini zenginleştirmek amacıyla bu arazilerde hububat münavebesi için karabuğday ekmeye başladı. Ancak deneme için başladığı karabuğday yetiştiriciliği, gelen talepler ve insanların ürüne gösterdiği ilgi sonucunda ana işimiz haline geldi. Yıllardır hububat ekimi için ayırdığımız arazilerde şimdi sadece karabuğday üretimi yapıyoruz” şeklinde konuştu.

“Ülkemizin karabuğday alanında en fazla üretim yapan çiftçisi konumundayız”

Karabuğdayın yazlık bir bitki olduğunu, taşlı ve sapa arazilerde bile rahatlıkla yetiştiğini söyleyen kadın yatırımcı Akbaş, satış pazarlama konusunda da sıkıntı yaşamadıklarını dile getirdi. Akbaş, “Şu anda babamın arazilerini de sayarsak toplam 350 dönüm arazide karabuğday üretimi yapıyoruz. Dolayısıyla ülkemizin karabuğday alanında en fazla üretim yapan çiftçisi konumundayız. Yıllık 35-40 ton civarında üretim yapıyoruz. Normal mevsimde bir dönümde 150 kilogram, bu seneki gibi kuraklık yaşanırsa 100 kilogram civarında ürün elde ediyoruz. Ürünlerimizin satışını internet üzerinden gerçekleştiriyoruz. Aldığımız siparişlerimizi Türkiye’nin her bölgesine kargo ile gönderiyoruz. Bu sene yurtdışına 2 ton karabuğday ihraç ettik. Geleneksel hububat ekimi yerine yaptığımız karabuğday üretimi ile karlılığımızı üç katına çıkarmış bulunmaktayız” dedi.

“Bu ürünün bilinirliğinin arttırılmasını toplumsal bir görev olarak da değerlendirilebiliriz”

Matematik öğretmeni olarak ataması yapılan, bununla birlikte karabuğday yetiştiriciliğine devam edeceğinin vurgulayan Aycan Akbaş, son yıllarda sağlıklı ve dengeli beslenme konusunda toplumda artan bir ilginin olduğunu, bu anlamda yetiştiriciliği yaptığı karabuğday bitkisinin önemli bir ürün olduğunu belirtti. Akbaş, “Karabuğday glüten içermediği için diyabet sorunlarının çözümünde ve Çölyak hastalıklarının tedavisinde önemli bir ürün olarak dikkat çekmektedir. Bu ürünün bilinirliğinin arttırılması aynı zamanda toplumsal bir görev olarak da değerlendirilebiliriz. Bu nedenle bir taraftan genç öğrencilerime eğitim hayatlarında yardımcı olurken diğer yandan sağlıklı beslenme için üretim yapmayı hedefliyorum” ifadelerini kullandı.

“Tüm bunlar kızımın başarısıdır”

Hem üniversite hayatındaki başarısı hem de geliştirdiği projeden dolayı kızıyla gurur duyduğunun altını çizen baba İsmail Akbaş, sözlerini “Öğretmen bir baba olarak kızınızın şehir dışına çıkması, okuması ve öğretmen olması bizi çok mutlu etti. Gerçekleştirdiği proje ile ekim makinesi, ilaçlama makinesi, diskaro, merdane, tırmık, katı güre dağıtma römorku ve ön yükleyici gibi tarımsal faaliyetlerde elzem olan makine ekipmanları IPARD desteği ile aldık. Böylece işlerimizi artık daha az iş gücüyle, daha kısa sürede ve daha profesyonelce yapabiliyoruz. Karabuğday üretiminde bir marka haline geldik, tüm bunlar kızımın başarısıdır” şeklinde tamamladı.

 

 

 

GLİSERİN NEDİR?
Genellikle gliserol olarak da adlandırılan gliserin, tatlı bir tada sahip renksiz, kokusuz ve
zehirli olmayan bir sıvıdır. Su ve alkol ile karışabilen gliserin doğal veya sentetik olabilir.
Doğal gliserin, hayvansal veya bitkisel yağların hidrolizinin bir sonucu olarak üretilir. Hidroliz,
bir maddenin suya tepki göstermesi ve bunun sonucunda kimyasal bir bağın
parçalanmasıdır. Sentetik gliserin, petrol, propilen ve klor içeren kimyasal işlemlerle üretilir.
GLİSERİNİN FAYDALARI NELERDİR?
– Antibakteriyel, antifungal ve antiviral özelliklere sahiptir.
– Cildi nemlendirir.
– Cildi besler.
– Cildin su dengesini korur.
– Cilt kırışıklıklarını giderir.
– Cilde yumuşak ve pürüzsüz bir görünüm verir.
– Cildin zararlı UV ışınlarına karşı korunmasına yardımcı olur.
– Cilt rengini açar.
– Sivilceleri azaltır.
– Dudakları nemlendirir.
– El ve ayak nasırlarına iyi gelir.
– Ağız içi yaralarına karşı etkilidir.
– Egzama ve sedef hastalığına iyi gelir.
– Topuk çatlaklarını iyileştirir.
– Kulakta yer alan kirleri akıtır.
– Nemli saça uygulandığında saçların onarılmasını ve güçlenmesini sağlayarak dökülmeleri
azaltır.
DMRSÜREN Kimya Ltd Şti
0216 4421200-0552 3307100
www.kimyadeposu.com

Hasatdergisi.com

Hakkında seldahasat

Diğer Haber

Çiftçiler desteklerin artırılmasını bekliyor

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, desteklerin düzenli verilmesi ve üretim döneminden …

[ajax_load_more loading_style="infinite fading-circles" container_type="div" post_type="post" images_loaded="true" placeholder="true" button_loading_label="Haber Yükleniyor..." scroll_distance="500px"]