Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Candan Gökçeoğlu, bu sabah yaşanan depremin Kozan’a daha yakın Savrun fayının batısında, muhtemelen Kozan’ın kuzeyindeki küçük bir fayda meydana geldiğini söyledi.
“Tam çözümlemeler henüz elimizde olmadığı için kesin bir şey söylememekle beraber yine de bu depremin Savrun fayı ile pek alakalı olduğunu düşünmüyorum.” diyen Gökçeoğlu, mevcut verilerin depremin daha küçük bir fay üzerinde oluştuğunu gösterdiğini belirtti.
Gökçeoğlu, 5,5 büyüklüğündeki bir depremin çok büyük olmadığını ama ciddiyetle takip edilmesi gerektiğini ifade ederek, hasarlı binalara girilmemesi uyarısında bulundu.
Artçılarla yıkılma tehlikesi var!
Özellikle Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerde hasar almış yapılardan kesinlikle uzak durulması gerektiğini vurgulayan Gökçeoğlu, “Bugünkü 5,5 büyüklüğündeki depremle hasar artmıştır ve gelecek artçılarla da ağır hasarlı yapıların, yıkılma tehlikesi mevcut. Bu uyarıyı bütün bölge için yapıyorum, sadece Kozan Göksun için söylemiyorum. Kuzeydoğu’da Nurhak’a doğru da gidebilirsiniz, buraların da etkilenme ihtimali var.” diye konuştu.
Gökçeoğlu, 6 Şubat’taki depremlerden sonra bölgede büyük deformasyonların olduğunu, bu deformasyonların bölgenin çevresindeki irili, ufaklı pek çok fayı zorladığını ve stres transferi yaptığını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bölgede şu fay kırılacak, bu fayda stres transferi oldu demek, mevcut bilgiyle mümkün gözükmüyor. Adana’nın içinden geçen bir fay yok fakat çevresinde çok sayıda aktif fay var. Adana’nın en büyük talihsizliği bu faylardan ziyade zemin şartlarının oldukça kötü olması, alüvyon havza üzerine şehrin kurulması dolayısıyla Adana, depremleri uzakta da olsa çok şiddetli hissediyor.”
Gökçeoğlu, bu depremlerin vatandaşı korkuttuğunu ama iyi mühendislik hizmeti almış yapıların, depremde can ve mal güvenliğini tehdit etmediğini söyledi.
‘Bingöl Yedisu fayında bir deprem beklentimiz var’
Bu büyüklükte bir depremin daha büyük bir depremi tetiklemesinin mümkün gözükmediğini ifade eden Gökçeoğlu, ancak Türkiye sınırları içerisinde 550’den fazla tanımlanmış bilinen aktif fayın olduğunu, 6 büyüklüğünde deprem üretecek bilinmeyen faylarla yaklaşık 700 fay bulunduğunu belirtti.
Gökçeoğlu, bu fayların zaman zaman deprem üretmesinin ve kırılmasının son derece doğal olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
“Adana Kozan depremi oldukça büyük bir deprem olsaydı, nereleri tetikleyebilir diye konuşmamız mümkün olurdu. Ama şu anda bunun üzerinde durmaya gerek yok. Ancak Bingöl civarındaki Yedisu fayının ömrünü tamamladığına dikkat çekmek isterim. Burada bir deprem beklentimiz var. İstanbul ve Marmara Bölgesini etkileyecek bir deprem beklentimiz var. Ege Bölgesi’nde İzmir’i etkileyecek bir deprem beklentimiz var. Bunun dışındakiler çok da iyi çalışılmamış, detayı bilinmeyen depremlerdir.”
‘Kaya düşmesi tehlikesi var’
Bölgenin dağlık olduğuna, sosyal medyada “yamaçlarda birtakım tozların kalkması, ortalıkta toz bulutlarının oluşmasına” ilişkin görüntülerin dolaştığına dikkati çeken Gökçeoğlu, bunun dağlık bölgelerde biriken kuru molozların hareket etmesinden kaynaklandığını söyledi.
Gökçeoğlu, “Bölgede çok ciddi kaya düşmesi tehlikesi var. Özellikle seyir halindeki araçların dağlık yollarda hareket ederken oldukça yavaş gitmelerini tavsiye ediyorum. Son tavsiye olarak da hasarlı binalardan uzak durulmasını öneriyorum.” dedi.
‘Ülkemizde 3-4 yılda bir ciddi büyüklükte depremler oluyor’
Bölgede iyi mühendislik hizmetlerinden yararlandırılması durumunda depremlerin en az hasarla atlatılabileceğini ifade eden Gökçeoğlu, şunları kaydetti:
“Mühendislik hizmetlerinin iyi şekilde kullanılmaması sonucu her depremde ülke gündemi başka yere gidiyor. Ülkemizde 3-4 yılda bir ciddi büyüklükte depremler oluyor. Ara zamanlarda da yine hatırı sayılır, orta büyüklükte yani 5-6 büyüklüğünde depremler gerçekleşiyor. Can ve mal güvenliğimiz ve ülke ekonomisi açısından belediyelerin hükümetle el ele vererek sorunu çözmesinde fayda var.”