Anasayfa / çevre / Baraj ve gölet yaparak su sorunu çözülebilir mi?

Baraj ve gölet yaparak su sorunu çözülebilir mi?

Tarım ve Orman Bakanlığı, 2021 yılını su ve sulama yatırımlarında “hamle yılı” ilan etti. Hamle denilince akla inşaat, baraj, gölet geliyor. Sadece baraj ve gölet inşa edilerek su sorunu çözülebilir mi?

Devlet Su İşleri(DSİ) Genel Müdürlüğü 2019 verileri ile, Türkiye’nin yıllık su akış miktarı 185 milyar metreküp. Sulama suyu temini, içme ve kullanma suyu olarak yıllık kullanılabilir su potansiyeli 112 milyar metreküp. Toplam su potansiyelinin 57 milyar metreküpü kullanılıyor. Bunun da yüzde 77’si olan 44 milyar metreküpü tarımsal sulamada, 13 milyar metreküpü yani yüzde 23’ü içme-kullanma ve sanayi suyu olarak kullanılıyor.

Bu günlerde su tasarrufu çok konuşuluyor. Su tasarrufu denilince hep evsel kullanım akla geliyor. Evsel kullanım yüzde 15-16 civarında. Bunun tamamını tasarruf etseniz bile su sorunu çözülmüyor. Her damla suyun önemi çok büyük bu nedenle her türlü tasarruf olmalı. Ama asıl üzerinde durulması gereken tarımsal sulamada kullanılan suyun en verimli şekilde değerlendirilmesi. Tarımsal sulamada sadece salma sulamadan basınçlı sulamaya geçişle yüzde 50 daha az su kullanılabilir. Evsel suyun tamamından fazlası tasarruf edilmiş olur.

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, 2021 yılında 51 baraj ve 39 gölet olmak üzere toplam 90 depolama tesisi daha bitirerek, depolama sayısını 1617’ye, kapasitesini ise 180 milyar metreküpe ulaştıracaklarını açıkladı. Pakdemirli, sulama tesisi sayısını 3 bin 313’e, sulamaya açılan tarım alanını 6.9 milyon hektara çıkarılacağını, temin edilen içme suyu miktarını da 4.7 milyar metreküpten 4.8 milyar metreküpe çıkaracaklarını belirtti.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 2021 bütçesini sunarken, Devlet Su İşleri sulama yatırımlarını 2.5 kat artırarak 3.6 milyar liradan 8.9 milyar liraya çıkaracaklarını söylemişti.

Sulama yatırımları, barajların inşa edilmesi, göletlerin yapılması hepsi çok önemli. Bu yatırımlardan çok daha önemlisi barajlarda tutulan suyun tarlaya en az kayıpla ulaştırılması. Tarlaya ulaştırıldıktan sonra da bilinçli ve verimli kullanılması. Büyük yatırımlarla yapılan barajlardan tarlaya suyun taşınması, sulamada kullanılma biçimi doğru olmazsa ülke kaynakları heba edilmiş olur. Milyarlarca lira yatırımla gerçekleştirilen sulama baraj ve göletlerinden tarlaya açık kanallarla taşınan suyun yarısı buharlaşma veya başka yollarla kaybediliyor. Baraj, gölet ve benzeri inşaat yatırımları yapmadan, sadece mevcut sulama sisteminde iyileştirmeler yapılarak, modern sulama teknikleri ile tarımsal sulama suyunda yüzde 50 tasarruf sağlanabilir.

Sulama denildiğinde geçmişte bilinen tek yöntem salma-vahşi sulamaydı. Bugün çok farklı sulama teknikleri var. Damla sulama, yağmurlama sulama, pivot sulama, tamburlu sulama, yeraltı sulamaları, filtrasyon ve gübreleme sistemleri, sulama otomasyonu sistemleri kullanılıyor. Bu sistemleri teknolojileri üreten, kullanan üreticilerin oluşturduğu Basınçlı Sulama Sanayicileri Derneği kuraklığa karşı alınması gereken önlemleri, sulama suyunun daha verimli kullanılması için Devlet Su İşleri verilerine dayanarak şu konulara dikkat çekiyor:

1- Türkiye’de tüketilen suyun yüzde 77′ si tarımsal sulama amacıyla kullanılıyor. Klasik sulama sistemlerinde 8 hektar sulama alanına saniyede ortalama 30 litre su verilirken modern sulama yöntemlerinden yağmurlama ve damlama sulamalarda 8 hektara saniyede ortalama 10 litre su verilmektedir. Böylelikle 3’te 2 oranında su tasarrufu sağlanıyor.

2- Modern sulama ile tarımda sağlanan verim artışları, üretim deseninin çeşitlenmesi, çiftçi gelirlerinde doğrudan ve dolaylı artışa neden oluyor. Bu durum bir yandan kırsal kalkınmanın hedeflerinden olan yoksulluğun azaltılması amacına hizmet etmekte olup bir taraftan da yaşam standardını yükselttiği için göçü önlemektedir.

3- Sulama suyunun baraj, gölet gibi rezervuarlardan parsel başına getirilmesi yüzde 28 oranında borulu sistemlerle gerçekleşiyor. Bu sistemde buharlaşma ve diğer nedenlerle su kayıpları yok denecek kadar azdır. Yüzde 72 oranında ise, açık sistemlerle, kanal ve kanaletlerle sağlanıyor. Açık sistemde buharlaşma ve başka nedenlerle suyun yaklaşık yüzde 50’si kaybediliyor.

4- Basınçlı sulama sistemlerinin kullanımının ülke çapında yaygınlaştırılması ile sağlanacak sosyolojik ve ekonomik yararları da, ek istihdam alanı yaratılması, büyük şehirlere göçün önlenmesi, milli gelirin ve refahın artırılması, enerji giderlerinde tasarruf sağlanması, toprağın ve çevrenin korunması vb. mümkündür.

5- Suyun 4’te 3’ü sulamada kullanılıyor, sulamanın da 4’te 3’ü suyun yaklaşık yüzde 50′ sinin israf edildiği “vahşi sulama- salma sulama” yöntemi ile yapılıyor. Basınçlı sulama sistemlerinin kullanımı yalnızca 4’te 1 oranında.

6- Kuraklıkla mücadele için öncelikle atılması gereken adımların başında ülke genelinde basınçlı sulama sistemlerinin kullanımının yaygınlaştırılması gelmektedir. Son günlerde yetkililerce sıkça dile getirilen baraj, gölet gibi yeni altyapı yatırımları elbette yapılmalıdır. Ama, arzın artırılması kadar tüketimdeki israf da önlenmelidir. Ayrıca israfın önlenmesinin maliyeti yeni yatırımların maliyetinden kat kat daha düşük olacaktır. Bugün teorik olarak başkaca bir yatırım yapmadan sadece sulama yöntemini değiştirerek aynı miktar su ile iki kat daha fazla alanı sulamamız mümkündür.

7- Salma sulama yasaklanmalı, çiftçiye sadece ürettiği bitkinin su ihtiyacına uygun sulama yapmasına yetecek kadar su tahsis edilmelidir. Salma sulama yaptığı tespit edilenler kayıt altına alınarak hiçbir tarımsal destekten yararlandırılmamalıdır. Bu konu genel ve yerel siyaset dışı tutularak mutlaka takip edilmelidir.

8- Çiftçilerin basınçlı sulama sistemlerine erişimleri kolaylaştırılmalıdır. İlk yatırım maliyeti salma sulamaya göre daha yüksektir. Bu amaçla 2016-2019 yılları arasında uygulanan yüzde 50 hibe desteği hiçbir gerekçe açıklanmadan 2020 yılında kesilmiş olup 2021 yılında da destekleme bütçesi içinde yer almamıştır. Tarım ve Orman Bakanlığı, 2021 bütçesi içinde 24 milyar lira olarak yer alan destekleme bütçesinde bizce ülkemiz geleceği için stratejik önem taşıyan basınçlı sulama sistemleri için bir kuruş pay ayrılmamıştır.

9- Basınçlı sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması için 2021 yılında en az 500 milyon lira yüzde 50 hibe desteği ve bu kapsamda yapılacak projeli sulama sistemleri satın almalarında KDV(Karma Değer Vergisi) muafiyeti sağlanmalıdır.

Özetle, her fırsatta söylediğimiz gibi, Türkiye su zengini değil, suyu zengin gibi kullanıyor. Barajlara, göletlere milyarlarca lira yatırım yapılıyor. Tutulan su açık kanallarla tarlaya götürülünce suyun yarısı kaybediliyor. Sulamada suyu tasarruflu ve verimli kullanacak teknolojilerin yaygınlaştırılması gerekir. Ayrıca, sulama yapan çiftçilerin de bu konuda eğitim almaları, suyu bilinçli kullanmaları sağlanmalı. Damla sulama ile vahşi sulama yapılmamalı.

Devlet Su işleri Genel Müdürlüğü verilerine göre, Türkiye yarı kurak iklim özelliklerine sahip. Yağış rejimi, iklim özelliklerine ve mevsimsel özelliklere bağlı olarak bölgesel farklılıklar göstermekle beraber yıllık ortalama yağış miktarı 574 milimetre, yıllık yağış miktarı da 450 milyar metreküp olarak hesaplandı. Türkiye’nin 25 akarsu havzası var. Bu, 25 akarsu havzasında 2019 yılı itibarıyla tamamlanan master plan çalışmaları sonucunda; toplam yıllık su akış miktarı 185 milyar metreküp olarak belirlendi.

Sulama suyu, içme ve kullanma suyu temini vb. olarak yıllık kullanılabilir su potansiyeli 112 milyar metreküp. Yerüstü su potansiyeli 94 milyar, yeraltı su potansiyeli 18 milyar metreküp.

Türkiye’nin kişi başına düşen kullanılabilir yıllık su miktarı 2000 yılında 1.652 metreküp iken, 2009 yılında 1.544 metreküpe, 2020 yılında ise 1.346 metreküpe düştü. Türkiye, kişi başına kullanılabilir su potansiyeline bakıldığında, su baskısı yaşayan ülkeler arasında yer alıyor.

Tarımda yağmurlama sulamalarda yüzde 35, damla sulamalarda ise yüzde 65 oranında su tasarrufu sağlanabilmektedir.

Hakkında ali anatas

Diğer Haber

BAKAN YUMAKLI: “DÜNYADA ORMAN VARLIĞI AZALIRKEN, ÜLKEMİZ ORMAN VARLIĞINI ARTTIRAN NADİR ÜLKELERDEN”

11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü kapsamında Ankara Behiçbey Fidanlığı’nda “Geleceğe Nefes, İnsanlığa Nefes” etkinliği düzenlendi. …

[ajax_load_more loading_style="infinite fading-circles" container_type="div" post_type="post" images_loaded="true" placeholder="true" button_loading_label="Haber Yükleniyor..." scroll_distance="500px"]