Köprü, otoyol, hastane ve havaalanı derken bir diğer Hazine garantili iş alanı da enerji sektöründe yaratıldı. Enerji piyasasının AKP hükümetleri döneminde büyük oranda özelleştirilmesi ile birlikte, burada yaratılan rant da iştah kabartıcı seviyeye ulaştı. Enerji kaynaklarında fosil kaynaklara ve dışa bağımlılığı azaltmak amacıyla Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) 2011 yılında geliştirildi.
Dolar cinsinden alım garantileri nedeniyle YEKDEM’e yatırımlar hızla katlanarak arttı. 2011’de başlayan YEKDEM’de o zamanki proje sayısı 20 iken, 2020 yılında bu rakam 40 kat artarak 818’e ulaştı. 2019’da YEKDEM’e ödenen para da 38 milyar TL’yi aştı.
YEKDEM’de hidrolik ve rüzgar kaynakları için kilovatsaat başına 7.3 dolar/sent, jeotermal kaynağı için 10.5 dolar/sent, güneş ve biyokütle kaynakları için 13.3 dolar/sent fiyatlarla 10 yıl satın alma garantisi, üretim tesislerinde yerli aksam kullanımı için de ayrıca 5 yıl süreyle ek teşvikler veriliyor. Tüm dünyada maliyetleri birkaç sente inen yenilenebilir enerji, Türkiye’de hem 3-4 kat daha pahalı hale geldi, hem de artan döviz kurlarına bağlı olarak kamuya yükü arttı.
Böyle olunca da 40 kat artan yatırımlarla birlikte YEKDEM elektrik üretimleri karşılığında ödenen bedel 2011 yılında 774 milyon TL’den, 2019 yılında 38 milyar TL’ye yükseldi.
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Özdağ, 2019’da YEKDEM teşviklerinin 25 milyar TL (4.4 milyar dolar) olduğunu söyledi. “YEKDEM sistemi yapılanması itibarıyla bazı üretim şirketlerine kaynak aktarmanın yolu haline geldi” diyen Özdağ, milyarlarca liralık pahalı YEKDEM maliyeti faturasının vatandaşa kesildiğini kaydetti.