Malkara’da müteahhitlik yapan inşaat mühendisi İdris Karataş, geçen yılın mart ayında 3 blok, 27 daireden oluşan konut inşaatına başlamadan önce Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne başvurup inşaatta kullanacağı malzemelerin kontrolünün yapılmasını istedi. Müdürlüğün ruhsatlı laboratuvar firmasından gelen ekip, betondan aldığı numuneleri inceledikten sonra uygun olduğu yönünde rapor verdi.
Rapor üzerine belediyeye de başvurup gerekli izinleri alan Karataş, inşaata başladı. 2 blok ve 18 dairenin kaba inşaatını tamamlayan Karataş, betonlarda ciddi çatlaklar ve deformasyonlar olduğunu fark edince inşaattaki çalışmaları durdurdu. Karataş, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne dilekçe ile başvurarak, inşaatta kullandığı betonlardan karot alınıp incelenmesini istedi. Talep üzerine müdürlüğün Yapı Denetim Şube Müdürlüğü’nden gelen ekipler, betonlardan karot örneği alıp, laboratuvarda kırımlar yaparak inceledi. İnceleme sonucunda inşaatta kullanılan betonun standartlara uymadığı ve kullanılamaz olduğu yönünde rapor verildi.
Karataş, kullandığı betona ‘sağlam’ raporu veren Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nden ruhsatlı laboratuvar firması ile betonu üreten beton santrali ve inşaatı denetleyen yapı denetim firması hakkında suç duyurusunda bulunup, binaları yıktı. Yaptığı işin boşa gitmesiyle mağdur olan müteahhit bir de belediyeye 1 milyon 58 bin lira ceza ödedi.
“DEPREMLERE KARŞI YETERSİZ, YIKILMALI”
Karataş, bunun üzerine kendi imkanları ile İstanbul Teknik Üniversitesi’ne (İTÜ) başvurup, inşaatta inceleme yapılmasını istedi. İTÜ İnşaat Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Mustafa Gençoğlu, Malkara’ya gelerek inşaatta incelemede bulundu. Gençoğlu, hazırladığı raporda inşaatın yıkılması yönünde görüş bildirdi. Gençoğlu, raporunda, “Tespitlerden elde edilen hususlara göre blokların onayla betonarme projelerinde ve projelere esas alınan statik-betonarme analizlerde öngörülen beton kalitesini ve dayanımını sağlamadığı, hatta projelerde dikkate alınan beton dayanım değerinin çok altında olduğu görülmektedir. İncelemeye konu olan kaba inşaatı henüz tamamlanmış, onaylı statik-betonarme projelerde öngörülen beton dayanımından daha düşük beton kalitesi ile inşa edilen B ve C blokların taşıyıcı sistem güvenliğinin olası şiddetli depremlere karşı yetersiz olduğu, bu nedenle blokların olası şiddetli depremlere karşı güçlendirilmesi mümkün olmakla beraber yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı B ve C blokların yıkılarak yeniden inşa edilmesinin daha uygun çözüm olduğu kanaatindeyim” bilgilerine yer verdi.
SAĞLAM RAPORU VEREN LABORATUVAR FİRMASI KAPATILDI
İnşaat mühendisi İdris Karataş, kullandığı betona ‘sağlam’ raporu veren Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nden ruhsatlı laboratuvar firması ile betonu üreten beton santrali ve inşaatı denetleyen yapı denetim firması hakkında Malkara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Savcılığın soruşturması devam ederken, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, betona ‘sağlam’ raporu veren laboratuvar firmasını kapatıp, sahipleri ve sorumluları hakkında 3 yıl faaliyetten men cezası verdi.
BELEDİYEDEN 1 MİLYON LİRA CEZA VE YIKIM KARARI
Malkara Belediyesi encümeni, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün inşaattan alınan karot sonuçlarının uygun olmadığı yönündeki yazısı üzerine 27 Aralık 2022 tarihinde yaptığı toplantıda, raporu inceledi. Belediye, İdris Karataş’ın firmasına 1 milyon 58 bin lira para cezası uyguladı. Karataş, belediyeye cezayı ödedi. Savcılığın soruşturması devam ederken, Malkara Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü, inşaatları mühürleyip, 16 Şubat 2023 günü de binalar için yıkım kararı aldı.
BİNALAR YIKILDI
Belediyenin aldığı karar üzerine binalar iş makineleriyle yıkıldı. İdris Karataş, verilen raporlar üzerine binaları yapmaya başladığını belirterek, “Betonlar çürük çıktı, sahte raporlar verilmiş. Şu görüntü her şeyi anlatıyor. Beton santrali şirketini kapattı. Yeni bir şirket kurdu üzerindeki bütün araçları, arazileri yeni şirketine aktardı. Suçlu olduğunu bildiği için bunu yaptı, laboratuvar firması kapatıldı. İçini boşalttılar o da suçlu olduğunu bildiği için bunu yaptı, araçlarını içerideki cihazlarını vesaire sattılar. Kapısını kilit vurup gittiler. Bu kadar kolay değil 18 daireyi elimden alarak, benim çocuklarım rızkını musallat oldular. İsim değiştirmekle, kapıyı kilitleyip gitmekle bu işler sıyrılacaklarını zannetmesinler. Bunun bedelini ödesinler, er ya da geç bir bedel ödeyecekler” dedi.
“EN BÜYÜK AVANTAJIMIZ KİMSEYE SATIŞ YAPMADIK”
Yaşanan bu durum da en çok satış yapılmamasının ortaya bir mağduriyet çıkarmadığını ancak kendisinin büyük mağduriyet yaşadığını söyleyen Karataş, “Bizim en büyük avantajlarımızdan birisi de belki hiç kimseye daire satışı yapmamıştık. Konuştuğumuz kişiler vardı, söz verdiklerimiz vardı. Bu aşamaya artık ortaya çıktıktan sonra beton santralinin ve laboratuvarının verdiği fırsat miktarları ortaya çıkardıktan sonra mecburen bu yaptığımız ön görüşmeleri de iptal etmek durumunda kaldık. Bu bizim için bir avantaj kimseyi mağdur etmedik, sadece kendimiz mağdur olmuş olduk. Kendi mağduriyetimizin de buradaki bedeli az bir rakam değil. 18 daireyi yapıp, sonuna kadar bitirip, tekrardan bunları yıkmak bu insan psikolojisi açısından da ciddi bir durumdur. Gelinen durum bu, şuradaki görüntü herkesin kaldırabileceği bir görüntü değil” diye konuştu.
“BİLİRKİŞİ RAPORLARI BETONUN KALİTESİZ OLDUĞUNU SÖYLÜYOR”
İdris Karataş’ın avukatı Tansel Gülseven, ‘sağlam’ raporu verilen ve inşaatın başlamasına neden olan betonların, mahkemeler ve kendilerinin başvurduğu 5 bilirkişi raporunda da kalitesiz çıktığını söyledi. Betonların deprem yönetmeliğindeki vasıfları taşımadığının ve yıkılması gerektiğinin bilirkişi raporlarında bulunduğunu kaydeden Gülseven, “Bundan dolayı da müvekkilim müteahhit, insanların mezarı olmaması için bu yeri yıkmak zorunda kaldı ve yıktı. Bundan sonra da hukuki sürecimiz devam etmektedir. Hukuki sürecinde bir an önce sonuçlanmasını temenni ediyoruz. Bölgemiz deprem bölgesi, buradaki bütün yapıların 7-8-9 ölçekli depremlerin üstünde depremlere dayanıklı olmak zorunda olduğu defalarca kurumlar tarafından belirtilmektedir. ve bundan dolayı da deprem riski olan bölgede bu binanın yıkılması, bu beton kalitesizliğinden dolayı zorunlu olarak ortaya çıkmıştır. Müvekkilim iki blok 18 daireden oluşan binaları yıkmıştır” ifadelerini kullandı.