Koronavirüs nedeniyle yaklaşık 3 aylık ev hapsinden sonra en uzun seyahatimizi Afyonkarahisar’a yaptık. Kaldığımız 10 gün boyunca köyleri, tarımsal üretim merkezlerini dolaştık. Üreticilerle sohbet ettik. Köy havası iyi geldi. Moral ve bilgi depoladık.
Öncelikle belirtmek gerekiyor ki, gezdiğimiz köylerde, konuştuğumuz bütün çiftçiler, üreticiler; yüksek girdi maliyetlerinden yakındı. Elde ettikleri ürünlerin düşük fiyatla alınmasından şikayetçi oldu. Buna rağmen canla başla üretim yapmak istediklerini ifade ettiler.
Üreticiler bölgedeki olanakları en iyi şekilde değerlendirmenin peşindeler. Bunun en somut örneğini Sandıklı ilçesinde görmek mümkün. Yerel yönetimin desteği ve yol göstermesi ile Sandıklı, sahip olduğu jeotermal kaynağı seracılıkta en iyi değerlendiren merkezlerden birisi. Sandıklı’da konutların yüzde 90’ı jeotermalle ısınıyor. Buradan dönen su ile seralar ısıtılıyor.
22 serada salkım domates üretiliyor
Türkiye’de yaklaşık 4.5 milyon metrekare jeotermal sera var. Bunun 1 milyon 300 bin metrekaresi Sandıklı’da. Sandıklı, 22 teknolojik sera ile sadece bölgenin değil, Türkiye’nin modern seracılık merkezi konumunda. Bu seralarda üretilen salkım domatesler hem iç piyasaya sunuluyor hem de ihraç ediliyor.
Bu 22 seradan birisini gezdim. Sandıklı’nın tanınmış ustalarından “Bakırcı Hüseyin”in 3 oğlu Halil, Hakan ve İsmail Kozan’ın kurduğu sera 42 bin metrekare.
Bölgedeki seracılıkla ilgili bilgi veren Hakan Kozan şu bilgileri verdi:
“Burası jeotermalin merkezi. Termal kaynakla şehirdeki konutların neredeyse tamamı ısıtılıyor, tarihi kaplıcalarımız, termal otellerimiz var orada kullanılıyor. Son yıllarda kurulan modern seralar da yine bu kaynakla ısıtılıyor.
Belediyenin katkıları ile büyük bir havuz yapıldı. Buradaki bütün seralar suyu bu havuzdan alıyor. Her seranın kalorimetre saati var. Seranın ısısı 40 dereceye çıkınca suyu kesiyor. Seradan havuza geriye dönüyor ve yer altına enjeksiyon yapılıyor. Çünkü dışarıya verildiğinde çevreye zarar veriyor.
Şu anda 1 milyon 300 bin metrekare sera var. Yatırımlar devam ederse 2 milyon metrekareyi ısıtacak kadar potansiyel var. Sera ısıtması için kalorimetresine 0.030 kuruş ödüyoruz. Sadece jeotermal nedeniyle buradaki üreticilerin maliyeti diğer seracılardan yüzde 10-20 daha ucuzdur. Ayrıca verimlilikte de önemli avantajlar var. Antalya’da dekara 35-40 ton domates alınırken burada 50-55 ton alınıyor, 60 ton alan da var.”
Sera atıklarından organik gübre üretimi
Seracılıkta önemli sorunlardan birisinin sera atıkları olduğunu anlatan Hakan Kozan, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdiklerini belirterek şunları anlattı: ” Seraların bitkisel atıklarından organik gübre ürettik. Bu sektör için çok önemli bir adım oldu. Çünkü, seraların atıklarını dışarıya atmanız hem çevreye hem de etrafındaki tarımsal alanlara zarar veriyor. Çünkü, kullanılan kimyasallar, gübreler, zararlı böceklere karşı kullanılan ilaçlar nedeniyle dışarıya atılan bitki yaprakları ve diğer atıklar tarım alanlarına zarar veriyor. Seraların da en büyük sorunlarından birisi bu. Bu nedenle bizim böyle bir proje ile seralardan atıkları toplamamız seraları da rahatlattı. Deneme tesisimiz bir aya kadar faaliyete geçecek.”
Sandıklı’dan domates ihracatı
Sandıklı’daki seraların tamamı domates üretiyor. Genelde iç piyasaya çalışılıyor Daha doğrusu tarla domatesinin yoğun olduğu dönem ihracat yapılıyor. Tarla domatesi piyasada azalınca iç piyasaya ürün veriliyor. Yıllık 25 bin ton ihracat yapılıyor. İhracat pazarları Romanya, Bulgaristan, Ukrayna, Rusya, Dubai, Katar, Almanya, Hollanda.
Seracılıkta nelere dikkat edilmeli?
Türkiye’nin her yerinde sera yatırımları yapıldığını belirten Hakan Kozan, seracılıkta doğru yatırım için dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıraladı:
1-Arazi-yer seçimi çok önemli nerede yapacaksınız? Seçtiğiniz yer seracılığa uygun mu değil mi?
2- Isıtma ne ile yapılacak? Jeotermal mi, kömürle mi, doğal gaz ile mi ısıtılacak? Bu maliyetleri doğrudan etkileyen bir faktör.
3- İlk yatırım en az 25-30 bin metrekare olmalı. Bu büyüklüğün altındaki sera, ticari olarak karlı değil. En önemlisi seradaki üretiminizin hasat yaptığınızda en az bir Tır’ı doldurması gerekir. Etrafta Tır’ı tamamlayacak ürün yoksa bu daha da büyük sıkıntı olur.
4- Seracılığı biliyorsa 50 bin metrekare olması daha doğru olur. Bu işi bilmiyorsa 25-30 bin metrekare ile başlamalı. Daha sonra bir 25-30 daha ilave edebilir.
4- Pazarlama yeteneği olmalı. Yani ürettiğini satabilmeli.
5- Bu konuda önemli destekler var. Devlet yatırım için yüzde 25’ini size yaptırıyor. Yüzde 75’ini düşük faizli kredi ile destekliyor. Biz yüzde 5-6 faizle kredi aldık. Şimdi daha da düşük, yüzde 4-5 civarında.
6- Sera kurulumunda anahtar teslim sera yapanlar da var. İsterseniz tek tek kalem kalem alıp yaptırabilirsiniz.
7- Sera yatırımı için mutlaka fizibilite yapılmalı. Fizibilite yapmadan yatırım yapanların hepsi zarar gördü. Domates fiyatı 2.5 ile 4 lira arasında diyelim. Siz hesabınızı 4 liraya göre yaparsanız fiyat 2.5 lira olduğunda zarar edersiniz. Fizibilite orta ve kötü senaryoya göre yapılmalı. En az 10 yıllık ortalama domates fiyatı dikkate alınmalı. Ortalama fiyat 2.8 ile 3 lira. Ama 2 .5 liraya da satılmış, 4 liraya da. Siz hesabınızı 4 liraya göre yaparsanız sürdüremezsiniz. Zarar edersiniz. Hesabınızı 2.5 liraya göre yaparsanız 3-4 lira olduğunda mutlu olursunuz.
8- Sera kurmak kadar işletmek, yönetmek çok önemli. Ticaretten anlıyorsa kendisi yönetebilir. Bilmiyorsa mutlaka bilen, profesyonel biri işin başına getirilmeli. Yanlış yönetim nedeniyle satılan,el değiştiren seralar var.
9- Jeotermal sera kuranların yaptığı en büyük hata, sera suyunu çıkartmadan sera kuruluyor. Nasıl olsa su var diye düşünülüyor. Çok yanlış. Suyun derecesi, kullanılabilirliği, rezervi tespit edildikten sonra yatırım yapılmalı. Nasıl olsa su var diyerek önce serayı kurup suya sonra bakarsan, su yeterli sıcaklıkta değilse, rezerv düşükse yapılan yatırım boşa gider.
10- Sera kurulduktan sonra, ürün çeşidi, kaliteli fide, kaliteli yetiştirme, kültürel işlemler, seyreltme ve benzeri, doğru iklimlendirme, doğru gübreleme ve ilaçlama çok çok önemli. Bunlardan birisinde yapacağınız hata bütün ürünü olumsuz etkiler. Seyreltmeyi iki gün geç yaparsanız ürün olumsuz etkilenir.”
Tarım dünyası