CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, seçimlerden sonra ilk kez partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuşma gerçekleştirdi.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
– Sözlerime önce birkaç acı haberle başlamak isterim. İki şehidimiz var. Şehitlerimizin bizim gönlümüzde ayrı bir yeri vardır.
– Siyasi görüşlerimiz farklı olabilir ama bu vatan için canını veren herkese 85 milyon minnet duyar. İki şehidimize Allah’tan rahmet diliyorum.
– MKE’de de 5 işçimiz hayatını kaybetti. Onlara da Allah’tan rahmet diliyorum. Bu olayın takipçisi olacağız. Hangi gerekçeyle nasıl bir facia gerçekleşti bunu da takip edeceğiz.
“Keşke bu konuşmayı hiç yapmasaydık”
– Mazbatayı aldığı tarihten itibaren bu arkadaşımız tutuklu. Biz CHP olarak nerede haksızlık hukuksuzluk varsa o haksızlığın giderilmesi için mücadele ederiz.
– Önemli olan bir milletvekilinin Anayasa’ya aykırı olarak hapishanede tutulmasıdır. TBMM’nin onurunu haysiyetini koruyacak olan bir numaralı isim Meclis Başkanı, suskun davranamaz.
– Milletvekilinin hapisten çıkıp gelip yemin etmesi gerekiyor. Keşke bu konuşmayı hiç yapmasaydık.
– Neden diyoruz CHP demokrasinin güvencesidir, insan haklarının güvencesidir diyoruz. Bizden olsun veya olmasın bir kişi haksızlığa uğruyorsa sahip çıkmamız gerekiyor. Bunu yapmaya devam edeceğiz.
“Açıkça ifade etmek gerekirse kazanamadık”
– Bize oy veren 25 milyon aşkın vatandaşımızla aynı duygularla sandığa gittik. Ülkemize demokrasiye getirecektik, beklediğimizi alamadık. Açıkça ifade etmek gerekirse kazanamadık.
“Yolu doğru olanın, yükü ağır olur”
– Bir seçim dönemini geçirdik. Elbette oturup değerlendireceğiz. Her değerlendirmenin kendine göre artıları, eskileri olacaktır. Güzel bir atasözümüz var; “Yolu doğru olanın, yükü ağır olur” Yolumuz doğrudur ve yükümüz ağırdır. Biz 85 milyonun yükünü çeken bir partiyiz.
– Eleştirilerin tamamını saygıyla karşılıyorum. Ama kalemi eline alıp da önyargıyla hareket edenlerin gazeteciliğini sorgulamak da benim görevimdir.
– Biz her zaman ve her yerde haksızlığa uğrayanların yanında olduk. Düşüncesini ifade etmek isterken şiddet görenlerin yanında olduk. Aklını kullananların, fakirin yanında olduk. Kendisini kimsesiz hissedenlerin yanında olduk.
– Yalan siyasetin karşısında hakikatin yanında oldular. Her türlü iftiarının karşısında gerçeğin yanında oldular. Yeni kazanacağımız gençlerle kadınlarla 25 milyonu 30 milyon yapmakla demokratik yollarla benim boynumun borcudur.
– Saraya seslenmek isterim bu demokratların iradesini asla teslim alamayacaksınız. Biz değişeceğiz, yenileceğiz ve güçleneceğiz memleketin bu yalan siyasetine olmasına asla izin vermeyeceğiz.
“Diz çökmedik, çökmeyeceğiz”
– Hiçbir zalimin karşısında diz çökmedik, çökmeyeceğiz. Omuzlarımızdaki yükün farkındayız mesele bir fani olarak Kemal Kılıçdaorğlu olayı değil. Kemal Kılıçdaroğlu bu büyük mücadelenin sadece neferidir. Yüzyıllardır bu toprakta verilen mücadelenin bir parçası olduysam ne mutlu bana. CHP’nin genel başkanı olma şerefini ömür boyu taşıyacağım. Bugün partimizde yeni üye olan genç kardeşimle aynı duyguyu yaşıyorum…
“Kaptan olarak gemiyi limana götüreceğim”
– Bir genel başkanı olarak partimin yakın geleceğini uzun hedefli yapısını düşünüyorum ve düşünmek zorundayım. Gemiyi limana sağlam götürmek kaptanın görevidir. Kaptan olarak gemiyi sağlam götüreceğimi herkes bilsin.
– Dev bir çınar, kökleri var.. Filiz derken değişime açık olduğunu belirtiyorum. Değişime dönüşüme açık çınara olarak ifade ediyorum. O çınarımız sürekli yeni filiz verir. Bundan sonraki yüzyıllarda yeniden ayakta tutacak. CHP’nin değerlerini her zaman korudum ve kolladım.
– Bir an olsun namerde boyun eğmedim. Haramzadelerin sofrasına oturmadım. Saray’ın sofrasına diz kırmadım. Sırça köşklere tamah etmedim. Doğru bildiğimi söylemekten asla geri adım atmadım. Üzerime düşeni gözümü kırpmadan yaptım. Çünkü Cumhuriyet Halk Partili olmak bunu gerektiriyordu ve bunu yaptım.
– Ben kuş uçmaz kervan geçmez yerlerde nasıl memleket istediğimi anlattım, yeri geldi tepki gördüm. Asla kızmadım ve muhatapları ikna ettim. Sıkılı yumruklarla tokalaştım. Asla bir araya gelmezler denilen kim varsa Halil İbrahim Sofrası’nda buluşturdum.