Tarım Kredi Önümüzdeki Yıl Üreticiden 2.5 Milyarlık Ürün Alacak
Serkan AĞAOĞLU
28 Aralık 2019
Ekonomi, Genel, Haberler, Hibe ve Destek, Tarım, tarım kredi, tarım müdürlükleri
375 görenler
Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürü Dr. Fahrettin Poyraz, ürün değerlendirme faaliyetleri kapsamında ortaklardan, çiftçilerden 2017 yılında yaklaşık 450 milyon lira civarında ürün alırken, bu rakamın 2018’de 800 milyona, 2019 yılında ise yaklaşık 1.3 milyara çıktığını belirterek, “Hedefimiz bunu 2020 yılında 2.5 milyar, orta vadede ise 5 milyar rakamına çıkartmak.” dedi.
Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürü Dr. Fahrettin Poyraz, Türkiye açısından 2019 yılının zor bir yıl olduğunu, özellikle yurt dışı etkilerden kaynaklanan ekonomik dalgalanma ve faiz artışlarından kaynaklanan dalgalanmanın kendilerini de etkilediğini söyledi. “Her zorluktan sonra bir kolaylık vardır” anlayışı ile zorluklarla mücadele ettiklerini ifade eden Poyraz, 2019 yılını iyi bir performans ile bitirdiklerini düşündüğünü kaydetti.
Poyraz, kurmak istedikleri model konusunda 2019 yılının kendileri için önemli bir yıl olduğunu belirterek, “Modelden kastettiğimiz şey, üreticiyle tüketici arasında bir bağ olma, alternatif bir kanal olma ve yapımızı buna dönüştürme noktasında çalışmalarımızdı. Bunda da önemli bir mesafe kat ettik.” diye konuştu.
Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri olarak tarımsal girdilerin temini, tedariği noktasında çalışmalarının devam ettiğini ifade eden Poyraz, “Aynı zamanda 2019 yılı ortaklarımızdan aldığımız ürünleri piyasaya ulaştırma noktasında da bir atılım yılı oldu. Ürün değerlendirmede son üç yılın rakamlarına bakacak olursak 2017 yılında yaklaşık 450 milyon lira civarında ortaklardan, çiftçilerden ürün alırken, 2018’de bu rakam 800 milyona, 2019 yılında yaklaşık 1.3 milyar gibi bir rakama çıktı. Hedefimiz bunu 2020 yılında 2.5 milyar, orta vadede ise 5 milyar rakamına çıkartmak.” şeklinde konuştu.
“Çiftçilerimizi sözleşme yapmaya davet edeceğiz”
Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri olarak talebe bağlı sözleşmeli üretim modeli çerçevesinde çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Poyraz, tarımdaki plansız üretim sorunuyla ilgili olarak da şunları kaydetti:
“Bunun belli noktada planlanabilir hale gelmesi konusunda sözleşmeli üretim konusunun tekrar gündeme getirilmesinde yoğun bir gayret sarf ettik. Bu anlamda da kendimiz özellikle çiftçilerimizle alım garantili sözleşmeler yapma noktasında bir atak içerisine girdik. Bunda da belli mesafe aldık ama esas işimiz 2020 yılında başlayacak. Önümüzdeki ay için hazırlıklarımızı tamamladık ve 2020 yılı için bir alım projeksiyonu açıklayacağız. Bu anlamda da çiftçilerimizi Tarım Kredi Kooperatifleri ile sözleşme yapmaya davet edeceğiz.”
Hedefte 500 yeni market var
Tarım Kredi Kooperatif Market yapılanması konusuna da değinen Poyraz, “Bu konuda çalışmalarımızı hızlandırdık. Bir taraftan 1.625 kooperatifimizdeki gıda satışına ağırlık ve önem verirken, vatandaşa da bunu hissettirirken, vatandaşımızın birçoğu oraları tarımsal girdi satış merkezi olarak görüyor. Hâlbuki orada gıda satışımız da var. Bunu çeşitlendireceğiz, arttıracağız ve ön plana çıkartacağız.” dedi.
Poyraz, büyük şehirlerden başlamak üzere Kooperatif Market sayısını da arttıracaklarını vurgulayarak, “2020 ve 2021 yıllarında 500 market hedefi ve mevcut kooperatiflerin de gıda satışı noktasında da ön plana çıkartılması olarak bir çalışma yapacağız. Bunu sadece 500 market olarak görmemek lazım. Bizim şuanda Türkiye’de faaliyet gösteren ulusal ve yerel marketler anlamında yaklaşık 30 bin markete de ürünlerimizi ulaştırıyoruz. Marketlerdeki ürün sayısı ve çeşitliliğini de arttıracağız.” dedi.
Gündemde sözleşmeli üretim yer alıyor
Ocak ayında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin programının uygun olması durumunda Tarım ve Orman Bakanlığının hazırladığı “Sözleşmeli Üretim” kanun taslağının gündeme geleceğini ifade eden Poyraz, “Dolayısıyla sözleşmeli üretimin taraflarının hak ve hukuklarının belirlendiği, sözleşme yönetiminin teşvik edildiği ve uygulamaya geçildiği bir dönem inşallah o kanun taslağının meclis tarafından kanunlaştırılmasıyla da başlamış olacak. Bunun sonucunda bu dalgalar minimum seviyeye inecektir” dedi.
Poyraz, erozyon konusunun da Türkiye’nin en önemli gündem maddelerinden biri olduğuna işaret ederek, “Biz, bunu sadece erozyon olarak görmüyoruz. Şuanda biz toprak sağlığı noktasında da konuyu değerlendirmemiz gerektiği kanaatindeyim. Toprağın sadece rüzgar ya da suyla, yağmurla taşınmasından ziyade mevcut topraklarımızın bitkisel yönetimin devamı noktasında ne kadar sağlıklı olduğu, ne kadar sağlıklı olması gerektiğinin tartışılması gerektiği kanaatindeyim.” şeklinde konuştu.
Çok gübre kullanımının çok verim anlamına gelmediğine dikkati çeken Poyraz, toprağın ihtiyacı kadar gübrenin kullanılması ve toprak analizinin yapılması gerektiğine işaret ederek, yapılan somut çalışmalar sonucunda yüzde 30’a yakın gübre tüketiminin azaldığını ve yüzde 60’lara varan da verimlilik artışının sağlandığını belirtti.