Rekabet Kurulu, hızlı tüketim malları sektöründe faaliyet gösteren üretici, tedarikçi ve perakendeci niteliğindeki teşebbüsler hakkında yürütülen soruşturmada, firmaların sözlü savunmalarını dinliyor.
Toplantı, Rekabet Kurumu binasında, Kurul Başkanı Birol Küle başkanlığında gerçekleştirildi.
Küle, hızlı tüketim malları sektöründe faaliyet gösteren firmalar hakkında yapılan soruşturma kapsamında tarafların yazılı savunma sürecinin tamamlanmasını takiben, sözlü savunma toplantısının yapılmasına karar verildiğini söyledi.
Bu kapsamda dün başlayan toplantılara devam ettiklerini belirten Küle’nin konuşmasının ardından firma temsilcileri savunmalarını yaptı.
BİM Birleşik Mağazalar AŞ Temsilcisi Metin Pektaş, Türkiye perakende piyasasında iki tip oyuncu olarak süpermarketler ve yüksek indirimli marketlerin olduğunu belirterek, bunlar arasında ciddi motivasyon farkı bulunduğunu söyledi.
Motivasyon farklarına neden olan temel unsurun bunlar arasındaki maliyet farklılıkları olduğunu vurgulayan Pektaş, şunları kaydetti: “Yüksek indirim marketleri hem satın alma hem de satış konusunda rafında en düşük fiyatla ürün bulundurmayı bir performans hedefi olarak değerlendirir, bu modelle çalışırlar. Bu iş modeli çoğu zaman yüksek indirim marketlerine fiyat liderliği atfetmektedir. BİM’in fiyat geçiş rutini pek çok market bakımından takip edilir. BİM fiyat geçtiği zaman çok doğal şekilde diğerleri de art arda fiyat geçmeye başlarlar. Bu nedenle soruşturma raporlarımızda ‘Bir firma fiyat geçti, diğerleri de yakın tarihte fiyat geçti, dikey belgelerle destekleniyor’ şeklinde bir ihlal tasarımının hukuki olmadığı kanaatindeyiz. BİM iş modeli gereği burada yatay ihlal içine girecek iktisadi motivasyona ya da öznel bir niyete, zihinsel bir duruma sahip değildir.”
“Perakendeciler fiyatlarını yönetmek konusunda serbesttir”
Haribo Şekerleme Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti Temsilcisi Kostas Vlachos, Türkiye’nin hareketli bir pazar olduğunu vurguladı. Delil olarak sunulan yazışmalarda iki temel amaçlarının olduğunu ifade eden Vlachos, “Amaçlarımızdan ilki, perakendecilerle toptan satış fiyatlarımızı müzakere etmek, diğeri de perakendecilerin promosyon ve kampanyalarına ilişkindir. Yazışmalarda yalnızca bu iki noktaya değiniyoruz. Zaman zaman toptan satış fiyatlarımızda artış yapmamız kaçınılmaz oluyor. Bu durumlarda perakendecilerle toptan satış fiyatlarının pazarlıklarını yapıyoruz. Bu kadar parçalı pazar içinde perakendecilerle bazen birkaç tur pazarlık yapmak durumunda kalıyoruz.” diye konuştu.
Vlachos, raf fiyatlarını perakendecilerle kesinlikle müzakere etmediklerini dile getirerek, iletişimlerin hiçbirinde Haribo’nun perakendeciler arasında aracı olarak hareket etmediğini anlattı.
Perakendecilerle toptan satış fiyatının pazarlığını yaptıklarına işaret eden Vlachos, şu değerlendirmede bulundu: “Perakendeciler arasında bilgi taşımıyoruz. Haribo, bu yönde bir girişimde bulunmamaktadır. Perakendeciler tarafından da Haribo’ya bu tarz bir talep gelmemektedir. Şekerleme pazarında büyük rakip oyuncular vardır. Haribo perakende fiyatlarını zorlamak için hiçbir çaba göstermemektedir. Yazışmalarda böyle bir şey görülmemektedir. Perakendeciler kendi karlılık ve perakende fiyatlarını yönetmek konusunda serbestlerdir. Bu konuda Haribo tarafından herhangi bir baskı yapılmamaktadır. Haribo, aracı görevi üstlenmemiştir, yalnızca kendi ticaretine yönelik müzakerelerde bulunmaktadır. Üçüncü taraflar arasında bir iletişime aracılık etmemektedir. Haribo tarihi boyunca Türkiye’de hiçbir perakendeciye karşı fiyatlandırma zorlaması yapmak amacıyla arzı kesmek gibi bir uygulama hiçbir zaman yapmamıştır. Türkiye’deki şekerleme ve hızlı tüketim malları pazarında Haribo, herhangi bir kaldıraç etkisi olamayacak boyutta bir firmadır.”
Firmalar “ceza verilmemesi” talebinde bulundu
CarrefourSA Carrefour Sabancı Ticaret Merkezi AŞ Temsilcisi Avukat Armanç Canbeyli de büyük firmaların fiyatları belirlediğini, şirketin de bunu takip ettiğini bildirdi.
Şirket olarak ihlal yapılmadığı kanaatinde olduklarını vurgulayan Canbeyli, şirketin en ucuz hizmet veren olmak istediğini, herhangi bir ceza ve yaptırım uygulanmaması gerektiğini söyledi.
Migros Ticaret AŞ Avukatı Özlem Tavaslıoğlu, şirketin rekabet hukuku perspektifinde hareket ettiğini belirterek, çalışanlar arasında rekabet hukuku alanındaki farkındalığı ve bilinçliliği yükseltmeye çalıştığını anlattı.
Şirketin avukatlarından Elif Açelya Balkı da kanıt olarak sunulan bütün iletişimlerde tedarikçinin alış fiyatının artış talebi olduğunun görüldüğünü dile getirdi.
Balkı, Migros’un herhangi bir rekabet ihlalinin tarafı olmadığını dile getirerek, “Kurulun savunmalarımız ışığında Migros’un haklılığına hükmederek, ihlal iddialarını kabul etmemesi, savunmalarıma itibar edilmemesi halinde ‘Aynı fiilden dolayı iki kez yargılama olmaz’ ilkesi gereği ceza verilmemesine karar verilmesini talep ediyoruz.” dedi.
“Yoğun rekabet baskısı var”
Yeni Mağazacılık AŞ (A101) Avukatı Emre Önal da “topla-dağıt” ihlalinin ortada olmadığını belirterek, merkez olarak tedarikçilerin olmadığı bir yapıda uçlar arasında bir kartelden bahsedilemeyeceğini söyledi.
Perakende alanının yoğun rekabetin yaşandığı bir pazar olduğuna dikkati çeken Önal, “Son ana kadar en ucuz olmayı başarabilmek için mecbur kalmadıkça zam yapma güdüsü yok. Yoğun bir rekabet baskısı var. Düşük kar marjlarıyla çalışılan bir yapıda bir taraf öncülük edip zam yaptığı zaman diğerlerinin de onu takip etmesi de bu piyasada bir gerçek. Bu fiyat geçiş paralellikleri pazarın doğal yapısı içinde gelişen bir durum olup, teşebbüsler arasında bir ilgisi olmadığını düşünüyoruz.” diye konuştu.
Önal, şirket olarak herhangi bir ihlal tespiti yapılmadan, hiçbir para cezası verilmeden soruşturmanın sonuçlandırmasını talep ettiklerini dile getirdi.