CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“EN BÜYÜK GÜCÜM BU ÜLKENİN GENÇLERİ”
Kılıçdaroğlu konuşmasının başında şu ifadeleri kullandı; “Toplumu neden kavga eder hale getiriyor, neden ayrıştırıyorsunuz? Düşünce özgürlüğü varsa aklı kullanmak varsa, akıl yüce yaradanın bize bahşettiği en önemli unsur, akıl, yani düşünmek, yani bilime katkıda bulunmak, ezilen insanın yanında olmak yazı yazdı diye hapislere atılan insanların sesi olmak. En büyük gücüm bu ülkenin gençleri. 7.5 milyon gencimiz ilk kez sandığa gidip oy kullanacak. 7.5 milyon gencin tarihsel bir sorumluluğu var.”
“BENİMLE BERABER OLMAYA HAZIR MISINIZ?” SORUSU SALONU AYAĞA KALDIRDI
Kılıçdaroğlu’nun konuşması sırasında yönelttiği “Ya bir dikta yönetimine kalıcılık sağlayacağız ya da bir dikta yönetimini demokratik yollarla sonlandıracağız. İkincide benimle beraber olmaya hazır mısınız?” sorusu ise salonu resmen ayağa kaldırdı. CHP liderinin konuşması sonrasında salondaki onlarca partili ayağa kalkarak “Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu” sloganı attı.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının satırbaşları şöyle:
“Sesinizi kısmak isteyebilirler. Onun hazırlıklarını yapıyorlar. Dezenformasyon yasası getirdiler. Geçen dönem CHP’liler buna karşı çıktı, geri çektiler. Şimdi ilk önce bu yasa teklifini getiriyorlar. İki tür medya var şu anda. Bir gazeteciliğin hakkını veren, eleştirel olarak olaylara bakan, gerçekleri topluma aktaran özgürlükçü medya diyoruz. Burada görev yapanlar gerçek anlamda birer gazeteci. Bu özgür medyada görev alan ve kalemini satmayan bütün gazetecilere buradan selamlarımızı, saygılarımızı gönderiyorum. Kalemini, dolayısıyla iradesini satan gazetecilere gazeteci denmez. Onun adına da ‘havuz medyası’ diyoruz.
“KALEMİNİ SATAN İNSANDAN GAZETECİ OLMAZ”
“Havuz medyasının neler yaptığını, toplumu nasıl kamplaştırdığını, beğenmediği kendilerini övmediği insanları nasıl düşman ettiklerini gayet iyi biliyoruz. Yalanın her türlüsünü yazabiliyorlar. Bakın televizyon kanallarına hiçbir AK Partili milletvekili tartışma programlarına katılamaz, katılmıyor zaten. Çünkü vicdanı olan AK Parti milletvekilleri doğruyu söylerse ne olur diye kaygı içerisindeler. Kalemini satan gazeteci kimlikli insanları çıkarıyorlar. Hiçbirisi gazeteci değil. Kalemini satan insandan gazeteci olmaz.
Basın İlan Kurumu, Basın İnfaz Kurumu’na dönüştü. Demokrasi bu değildir. Demokrasiyi savunuyoruz, baskı rejimini değil. Havuz medyasının gazeteleri… Sabah, Akşam bir sürü gazeteleri var. Bayide yok trajları 100 binin üzerinde, dünyanın parası aktarılıyor. Sizin ödediğiniz vergilerle aktarılıyor.”
“ÖDEDİĞİNİZ VERGİLERİ HAVUZ MEDYASINA AKTARIYORLAR”
“Bütçe konuşmasında trajların sağlıklı bir bağımsız kuruluş tarafından denetlenmesi ve ilanların buna göre verilmesini istedim yapmıyorlar. Sizin ödediğiniz vergileri havuz medyasına aktarıyorlar. Hiç merak etmeyin hepsini beraber çözeceğiz. Havuz medyası her kanaldan besleniyor. En büyük kaynağı beşli çete. Beşli çetenin varlık nedeni havuz medyası, havuz medyasının varlık nedeni de beşli çetedir. O nedenle söylüyorum geliyor gelmekte olan, beşli çeteyi bulacağız ve yakalayacağız onları. Getirmişler bir kanun teklifi özgür medyayı susturmak için başka arayışlara giriyorlar. Biz bunu da biliyoruz. Hangi arayışın içine girerlerse girsinler bu ülkenin gençleri doğruları mutlaka görecektir. Doğruları mutlaka Türkiye coğrafyasında seslendirecektir. Ben bu ülkenin gençlerine katıksız güveniyorum ve inanıyorum.”
“DOĞRULARI SÖYLEMEYİ TEMEL İLKE KABUL EDECEĞİZ”
“Bir şeyden emin olmanızı isterim gerçekten de motorları maviliklere süreceğiniz bir ortamı yaratmak benim boynumun borcudur. Dezenformasyon yasasını getirmelerinin temel amacı saray ve şürekasının ve onun beslemelerinin yaptığı yolsuzlukları kimseler yazmasın diye. Haberlere yasak getiriyorlar. Halk gerçekleri görmesin, toplumun nasıl soyulduğunu kimse görmesin diye ama bizler yapacağız, doğruları söylemeyi temel ilke kabul edeceğiz.”
“ARTIK HALKTA İNANMIYOR”
“Türkiye’nin bu hale gelmesi dış güçler yüzünden’ deniliyor. Devleti yöneten iktidara ‘Peki siz neredeydiniz?’ diye sorun. Demek ki ülkeyi yönetemiyorsunuz. ‘Son mermiyi de ekonomiye sıkmışlar’ dedi. Şu akla bakar mısınız? Devleti yönetemediklerini itiraf ediyorlar. Eskiden hep CHP’yi suçlarlardı. Şimdi artık baktılar halkta inanmıyor… Geniş kitlelerin doğrularını bilmesini istemiyorlar.”