Konya’nın Seydişehir ilçesinde, tarihi, Seyyid Harun Veli’nin 713 yıl önce ilçeyi kurduğu dönemlere dayanan leblebicilik mesleğini devam ettiren sadece 3 kişi kaldı.
Beşinci kuşaktan leblebicilik mesleğini sürdüren 45 yaşındaki Hulusi Pekşenarslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, leblebi üretiminin geçmişte 365 tezgahla ilçenin en önemli geçim kaynağı olduğunu söyledi.
İlçede ekonomik şartların değişmesiyle iş yerlerinin bir bir kapanmaya başladığını belirten Pekşenarslan, şöyle konuştu:
“Alüminyum fabrikasının 1970 yılında kurulmasıyla leblebi ustaları tezgahlarını kapatıp fabrikada işçi oldu. Bugün önlük takıp kalbur sallayan ne çırak kaldı ne de kalfa. Yeni nesil rağbet etmiyor. Bu çarşıda bir zamanlar 365 esnaf vardı. Türkiye’nin her tarafına leblebi gönderilirdi. Şimdi 3 kişi kaldık. Mesleğin son temsilcileriyiz. Bizden sonra bu da tarih olacak.”
Pekşenarslan, nohudun 4 aşamadan geçerek leblebi çerezi haline geldiğine işaret ederek, “Nohut 30 günde leblebi haline geliyor. Zor bir zanaat. Bütün el zanaatları makineleşti ama bizde leblebicilik hala insan emeğine dayanıyor” dedi.
– Seyyid Harun Veli ile başladı
Yaşlanınca leblebi tezgahını oğluna devreden 69 yaşındaki Eyüp Pekşenarslan da Seydişehir’de leblebiciliğin 713 yıl önce ilçenin kurucusu Seyyid Harun Veli ile başladığını anlattı.
Horasan’dan gelen Seyyid Harun Veli’nin, şehri kurduktan sonra cami yaptırmak için halktan yardım istediğini dile getiren Pekşenarslan, “Hayırsever halk da elinde avucunda ne varsa alıp getirmiş. Yaşlı bir teyze ise bahçesinde yetiştirdiği nohutları tavada kavurarak getirmiş. O gün bugündür burada nohut kavrulur, leblebi olur” diye konuştu.
Pekşenarslan, babasından öğrendiği mesleği şimdi oğlunun devam ettirdiğini belirterek, “İlkokuldan sonra okumadım. 13 yaşında dedemin, babamın yanında çırak olarak çalıştım. Şimdi tezgahı oğluma bıraktım. Arada bir gelerek ona yardım ediyorum” ifadelerini kullandı.
– Ar-Ge çalışması vurgusu
Seydişehir Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Cemal Küçük ise Suğla Gölü çevresindeki alüvyonlu topraklarda yetiştirilen iri taneli nohudun özel ocaklarda bakır saclarda kavrularak leblebiye dönüştürüldüğünü kaydetti.
Acılı, tuzlu, kırık, şekerli ve sakızlı olmak üzere zaman içinde çeşitlendirilen ürünün, Türkiye’nin birçok yerine gönderildiğine dikkati çeken Küçük, asırlardır devam ettirilen mesleğin günümüzde köreldiğini söyledi.
Küçük, Çorum leblebisi 200 yıllık olmasına rağmen sektör haline gelip, Türkiye çapında tanındığını vurgulayarak, yetkililerin, Ar-Ge çalışması yapılmasına imkan sağlayarak ilçede körelmeye yüz tutan meslek için çıkış noktası göstermesi gerektiğini anlattı.
– KOSGEB ile ortak çalışma başlatıldı
Seydişehir Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı İbrahim Aypar da KOSGEB ile leblebiciliğin yeniden canlandırılması için çalışma başlattıklarını bildirdi.
“İlçemizin tarihiyle özdeşleşmiş leblebicilik ne yazık ki zor günler yaşıyor” diyen Aypar, şöyle devam etti:
“Burada 1960’lı yıllarda 400’e yakın leblebi tezgahı vardı. Üzülerek söylüyorum, bugün Seydişehir’e leblebi Çorum, Kütahya ve Denizli’den geliyor. KOSGEB’in de desteğiyle sektörde kalfalar ve ustalar yetişsin, leblebicilik potansiyelini ayağa kaldıralım, genç kuşaklar için tekrar ekmek kapısı olsun düşüncesindeyiz. El emeğine dayalı üretim yönteminin yeni teknolojiye dönüşmesini sağlayarak, leblebi çeşitlerini artırarak ata yadigarı leblebiciliğin devam etmesini sağlayacağız.”
AA